2009-2010 Sezonunun futbol kapışmasında EA'nin kozunu ortaya koymasından sonra, Konami'de nihayet kozunu ortaya sürdü. Buradan sonraki karar ise artık oyuncuların. Zira Fifa 2010 konsollarda bir hayli hoş karşılansa bile ne yazık ki PC için aynı şeyi söylemek mümkün olmadı. Şimdi ise gözler kendisini kral ilan eden Pes'e çevrildi. İncelememize başlamadan önce şunu belirtmek isterim ki eğer PC için bir futbol oyunu arıyorsanız yine Pes serisinden şaşmayın derim. Fakat next-gen bir futbol oyunu peşindeyseniz, işte o noktada durup bir düşünmeniz gerektiğini söylemek zorundayım. Fifa- Pes kapışması 2003 yılından beri ateşli bir şekilde devam ediyor. Gerçi bu kapışmanın mutlak galibi hiç kuşkusuz senelerden beridir Pes'ti. Fakat Konami Pes'e olan bu ilgiyi geliştirmek için pek bir çaba harcamadı. Her sene oyunun yelpazesini genişletmek yerine ben ne yapıp adını Pes koysam millet nasıl olsa alır mantığıyla iş yaptı ve sonuç olarak da bizlere Pes 2010'u sundu. Bu cümlelerimden Pes 2010'u eleştirdiğimi düşünebilirsiniz. Fakat bu yalnızca bir sitem. Bunun nedenini de yazımın ilerleyen kısımlarında kendiniz anlayacaksınız zaten. Şimdi ufaktan incelememize geçelim. Bakalım yıllar neleri değiştirmiş hep beraber görelim.

Lisanslı Lig Sayısı Hala 5, Pes Artık!

Yıl 2002. Bilgisayarıma ilk defa Fifa haricinde bir bilgisayar oyunu yüklüyorum. Adı Pro Evulation Soccer 3. Oyuna giriyorum, ismini hiç bilmediğim takımlar. İngiltere'ye bakıyorum aynı, İtalya'ya bakıyorum aynı. Türkiye diye bir lig zaten yok. Neyse kısa süre sonra anlıyorum ki oyunun yapan Konami adlı firma lisansları almamış, tamamdır olur böyle diyip oyuna giriyorum, hoşuma da gidiyor. Gözüme değişik geliyor. Karakter çizimleri falan, Fifa'dan daha bir hoş geliyor gözüme. Ve... Yıl 2009. Çıkan Pes 2010 oyununu büyük bir beklenti içerisinde alıyorum, kardeşime oyunu PC'ye yüklemesini söylerken kendimde bir yandan oyunu PS3'e yerleştirip oynamak için sabırsızlanıyorum. Oyun açılıyor ve yarım saatlik bir kurcalamanın ardından birçok beklentinin bir başka bahara kaldığını anlıyorum. Çünkü hala tanımadığım takımlar, hala arayıp da bulamadığım ligler. Geçen 7 senenin bu açıdan pekte bir şey getirmediğini görmek üzücü oluyor tabi benim için. Bir haftadır Fifa 2010 oynamanın verdiği memnuniyetten sonra gelen bu Pes 2010 oyunu hevesimi kaçırıyor ve PS3'ümü kapatıp PC'min başına geçiyorum. Oyun kurulmuş. Kısayoluna tıklıyorum ve oyuna giriyorum. Kısa bir gözlemden sonra Pes'in PC için hala en iyi futbol oyunu olduğu kararına varıyorum. İşte, bir Pes hayranının dünden bugüne gelen kısa bir öyküsü. Şimdi sizlere Pes 2010 oyununun PC versiyonundan bahsedeceğim. Zaten PC ve konsollar arasında pekte bir fark yok diyebilirim. Hemen dip not olarak bir eksiği daha sizlere belirtmek istiyorum. Bazı oyuncuların kulüpleri değişmemiş. Mesela Galatasaray'da Elano yok. Ya da Shevchenko hala Chelsea'de. Bu ve benzeri hatalara oyunda rastlayabilirsiniz. Aaa ben Dinamo Kiev'i alayım onda Sheva var diyip direk takıma atlamayın. Bazen umduğunuz oyuncu seçtiğiniz takımda olmayabiliyor. Buda bence Pes için büyük bir eksi. Bu kadar ön yargıdan sonra artık oyunumuza girelim. Hadi bakalım...

Let's Pes 2010 (PC)

Oyunun ana menüsünü gerçekten beğendim. Bir tarafta Messi, tam karşısında da Torres. İnsana tam bir kapışma hissiyatı veriyorlar. Zaten ana menüdeki "Exhibition" seçeneği de size başka bir parlak gözüküyor sanki. İnsanın içinden hemen karşısına birisini alıp kapışası geliyor. Tabi kendimize hakim olup önce bir menülere göz atıyoruz. Bilindiği üzere Konami bizim için küçük kendisi için ise çok büyük bir adım atarak parasına kıydı ve Uefa Champions League lisansını satın aldı. Bu senede oyunun en tepesinde Şampiyonlar Ligi oyun modunu görüyoruz. (Modları açıklayarak gidelim) Şampiyonlar Ligi moduna girdiğimizde bizden bir takım seçmemiz isteniyor. Bu takımı dilediğimiz gibi seçebiliyoruz. Yani illaki Şampiyonlar Ligi'ne kalmış olması gerekmiyor. Takımınızı seçtikten sonrada önünüze sade bir menü geliyor. Maça çık, kadronu kur, istatistikler vb. Ayrıca şunu da belirtmeliyim ki, bu moda girmeden önce dilerseniz grup maçlarını tek maç üzerinden yapabiliyorsunuz. Yani içeride ve dışarıda şeklinde değil, tek bir yerde maç yapıyorsunuz. Tabi ki elemelerde bu şekilde tek maç üzerinden oluyor. Grupta eğer ilk ikiye giremezseniz oyun bitiyor. Yani kısaca "Game Over". Sakın ben üçüncü oldum, Uefa'ya giderim Süper Kupa'yı alırım vb. tarzda bir düşünceniz olmasın çünkü dediğim gibi ilk iki sıra içine giremezseniz Şampiyonlar Ligi kariyeriniz sona eriyor. İkinci bir oyun seçeneğimiz ise bir Pes klasiği olan Master League. Bu sene Konami Master Lig'e birçok yenilik getirmiş. Mesela artık alt yapıdan futbolcular yetiştirebiliyoruz. Bunun dışına birçok sponsorumuz oluyor ve gerek para sistemiyle oyuncu transferlerini daha doğru bir şekilde yapabiliyoruz. Bu detayların dışında geri kalan özellikler ise aynı diyebilirim. Fakat bana kalırsa bu özellikler Master Lig'e bir hayli renk getirmiş. Diğer bir oyun modumuz ise Legue Cup. Adından da anlaşılacağı üzere bu modda lig ve kupalarda mücadele ediyoruz. Lisans konusundan yukarıda bir hayli yakınmıştım. Bu modda ise oynayabileceğimiz lig sayısı sadece beş! Ve bunlardan yalnızca ikisi tam olarak lisanslı! Onlarda İspanya ve Hollanda ligleri. Aslında ilk bakışta, ooo ispanya ligi Barça ve Madrid olsun bana yeter gibi bir düşünceye kapılabilirsiniz. Fakat insan zamanla çeşitlilikte isteyebiliyor. Neyse bu lisans sorunu Pes'te oldum olası var zaten. Biz oyun modlarımıza geri dönelim. Dördüncü modumuz ise geçen senede çok beğeni toplayan Become a Legend modu. Yani geleceğin efsane futbolcusu olma şansını bizlere veren mod. Bundan sanırım uzun uzun bahsetmeye gerek yok. Zira 2009'daki ile aynı diyebilirim. Pek bir değişiklik ya da yeni eklenen bir detay söz konusu değil. Hee taktikler vb detaylar var ama onlar bu mod ile sınırlı değil. Oyunun geneline hükmeden detaylar. Ve son olarak bahsedeceğim mod Comminty. Bu mod sayesinde arkadaşlarınız ile turnuvalar düzenleyebiliyorsunuz. Bütün ayarları kendiniz yapıp turnuva şeklini siz belirleyebiliyorsunuz. Bu modlar dışında Training, Exbihition ve Online modlarıda menüdeki diğer seçenekler. Menülerden de bahsettiğimize göre artık Pes 2010'un oynanışına geçme vaktimiz geldi.

Ve... İlk Düdük Çalsın Artık!

Maça ilk başladığınızda kendiniz oyuna hiçte yabancı hissetmiyorsunuz. Tabi eğer Pes 2009 oynadıysanız. Grafikler, kontroller, oyuncuların animasyonları vb. bir çok detay serinin bir önceki oyunuyla hemen hemen aynı diyebilirim. Konami sadece 360 derece diye tabir ettiği bir olay getirmiş oyuna. Peki nedir bu 360 derece? Bu sistem oyuncuların gerçek dışı keskin dönüşler yapmasını engelleyerek oval bir şekilde yön değiştirmesini sağlıyor. Tabi ki sistemin %100 verimle çalıştığını söylemek doğru olmaz. Ama üzerinde durulursa 360 derece sistemi serinin ilerleyen oyunlarında kendini bir hayli hissettirebilir. Pes 2010'da top kontrol sisteminde de bir takım yeniliklere gidilmiş. Mesela artık depar atarken birden geri tuşuna bastığımızda adamımız tak diye dönemiyor. Top kontrolünü hafifte olsa yitiriyor ve kademeli olarak geriye dönüyor. Bu oyunun gerçeğe biraz daha yaklaştırıldığını bizlere gösteriyor. Fakat bu pozitif yönlerine rağmen oyuncuların ikili mücadelelerde absürt hareketlerde bulunmaları görselliği azda olsa baltalıyor diyebilirim. Bir iki mücadeleye giriyorsunuz, siz ve rakibiniz yan yana koşarken eller kollar havada uçuşuyor. Bu Pes 2009'da da eleştirilen yanlardan biriydi. Fakat Konami firması eleştirilere gözlerini yumup, aynı yemeği başka bir tabakta bu senede önümüze sunmuş. Sanırım oynanış için bu kadar cümle kâfi. Zaten fazlada bir değişiklik yok. Gelelim oyundaki geliştirilen bölümlerden bir diğerine. Taktikler. Pes serisinde taktikler genelde karışık ve yetersiz olurdu. Serinin bu seneki oyununda ise bu konuda bir takım değişikliklere gidilmiş. Oyundaki taktik anlayışına yeni düzenlemeler getirilmiş. Mesela artık oyuncularımıza tek tek rollerde verebiliyoruz. Yada takımımızın 10 kişi birden pres yapmasını emredip bunun derecesini belirleyebiliyoruz. Taktik ekranında pres, sert oynama, baskılı oynama gibi seçenekler var. Bu seçeneklerin karşısında da 0-10 arası derecelendirilmiş barlar mevcut. Bu barlara istediğimiz değeri vererek takımımızın o maça değişik bir taktik anlayışıyla çıkmasını sağlayabiliyoruz. Mesela bir maç serbest ve kontra atak futbolu oynuyoruz, diğer maçta ise baskılı bir futbolla rakibimizi şaşırtabiliyoruz. Tabi bu stratejiler Master Lig için geçerli. Oyuncularımıza tek tek görevler verme işi ise birazda oyuncularınızın kalitesi ve karakteri ile ilgili bir şey. Mesela Arda Turan'a bir görev vermek istediğinizde çalım at, rakibi rencide et gibi bir seçenek mevcutken Alex'te böyle bir seçenek yok. Bunun gibi özel seçeneklerin yanında her oyuncuda klasik olarak, pres yap, şu adamı tut, bunun peşinden ayrılma gibi komutlar mevcut. Pes 2010'da taktiklerin geliştirilmiş olması oyuna güzel bir tat katmış.

Genel Yorum

Tabi ki Pes 2010 beklenileni verdimi sorusuna yanıt evet değil ama hayırda değil. XBox360 ve PS3'te kesinlikle beklenilenin altında kalan oyun, PC için ise yine oynanabilir tek futbol oyunu olmayı başarmış. Grafikler ve maç motoru yapısı itibariyle ilk bakışta Pes 2009'u andırsa da, oyuna kazandırılan 360 derece özelliği ve taktikler menüsünün zenginleştirilmesi Pes 2010'u bir kaç gömlek yükseltmeyi başarmış. Oyuncu tasarımları geçen senelerde olduğu gibi yine başarılı. Özellikle milli takım oyuncularının birçoğu gerçeğine benziyor diyebilirim. Tabi bu güzelliklerin yanında lisans sorununun 2010'da da devam ettiğini söylemekte yarar var. Türkiye'den ise sadece 4 takım mevcut. Bunlar, Galatasaray, Beşiktaş, Sivasspor ve Fenerbahçe. Evet bu sene Sivasspor'da tam lisanslı bir şekilde Pes'te. Fakat bir dahaki seneye büyük bir ihtimal olmayacak. O yüzden Sivaslı oyuncular serinin bu seneki oyununun kıymetini iyi bilsinler. Veee son olarak bahsedeceğimiz konu oyundaki sesler. Bir futbol oyunu denildiğinde akla ilk gelen maçı anlatan spikerdir. Pes serisinde yıllardır süren spiker rezaleti bu senede aynen devam etmiş. Bir pozisyona giriyorsunuz spiker yarım saat sonra tepki veriyor. Anlamsız pozisyonlarda, anlamsız şekilde ses tonunu yükseltiyor, gol tehlikesi diyor ama top taca gidiyor. Böyle bir saçmalık işte. Neyse genel olarak diyebileceğim eğer oyun oynamak için bilgisayarınızı kullanıyorsanız Pes 2010'dan şaşmayın. Fakat benim konsolum var derseniz, o zaman bu futbol oyunu sizi tatmin etmeyebilir. Unutmayın... Herkes oyun oynar!



[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]