AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

Forum'u bir süreliğine veya tamamen kapattım.
Görüşmek üzere!
Daha çok detay için,lütfen bu forumun yöneticisini arayın.
Forum'u bir süreliğine veya tamamen kapattım.
Görüşmek üzere!
Daha çok detay için,lütfen bu forumun yöneticisini arayın.


 
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
FZ Style
50 Adet Style
2 Adet Güzel Texture(:
Güzel Textureler
Texture serisi 2 :)
Oracle'dan 3000$ odullu yarisma!!!
Çok hoş Textureler. =)
Base ->>> Texture
Hoş Textureler (:
''Çok Güzel İşinize Yarayacak Textureler''
C.tesi Ara. 20, 2014 11:53 am
C.tesi Ara. 20, 2014 11:48 am
Cuma Tem. 25, 2014 3:24 pm
Cuma Tem. 25, 2014 3:24 pm
Cuma Tem. 25, 2014 3:23 pm
Cuma Mart 22, 2013 9:35 pm
Paz Mart 10, 2013 8:39 am
Salı Mart 05, 2013 9:34 am
Salı Mart 05, 2013 9:33 am
Salı Mart 05, 2013 9:09 am











•Şu an ''stubbs the zombie'' konusunu incelemektesiniz.


Volfurem Forum'daki "stubbs the zombie" konusunu beğendin mi ? Paylaş.

FacebookTwitterEmailWindows LiveTechnoratiDeliciousDiggStumbleponMyspaceLikedin

• Reklam Alanımız:
Paylaş|

stubbs the zombie

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
YazarMesaj
Xtreme
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Xtreme
Volfurem Forum Fan
Puan : 920
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 441
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 13/08/10

stubbs the zombie Vide
MesajKonu: stubbs the zombie stubbs the zombie EmptyC.tesi Haz. 04, 2011 11:14 am

Uzun zaman önce değişik fikire sahip olan Stubbs the Zombie Rebel Without a Pulse’ye bir ön inceleme hazırlamıştım. Oyun diğerlerine göre değişik bir konseptte hazırlanıyordu. Çünkü yapmanız gereken bu sefer zombileri öldürmek değil, onların yanında yer almaktı. Direk olarak zombinin kendisi biz oluyoruz ve insanları yiyeceğimizi söyleniyordu. Bu değişik konseptli oyun yazın çıkacaktı, 2006 yılına girdik şimdi elime geçti. Şimdi bir yaşayan ölünün yemek listesine bir geçelim.

Beyin Tava

Edward "Stubbs" Stubblefield yani biz, öldürülüp bir yere gömülüyoruz. Sonra da bir mucize oluyor ve yeniden canlanıyoruz. Ancak canlandığımız zaman etrafımızda koca bir şehir var. Canımız insan beyni istiyor ve böylece maceraya başlıyoruz. Canlandığımız gibi bizi bir robot abla karşılıyor ve kontrolleri, ne yapmamız gerektiği vb... ince ayarları bizlere gösteriyor. Zaten kolay olan kontroller sayesinde, hiç zorluk çekmeden direk olarak oyuna giriyoruz. Genel olarak yaptığımız olay, insanların parçala beynini, ye ve kendinden birine çevir. Yediğiniz kurbanlar genel olarak bizlerden biri oluyor. Bazı zamanlar şehirdeki insanlara çetem ile saldırırken kendimi “Yaşayan Ölüler” filminde zannettim. Yanımızdaki zombiler akıllı değil, karşılarında düşman görürlerse direk saldırıyorlar. Eğer bizlerden çok geriye düşerlerse onları ıslık çalarak yanımıza çağırabiliyoruz. Fakat onun dışında yaptıkları normal zombi hareketleri, ağır ağır ilerle ve parçala. Bazı zamanlar ıslık çalsanız dahi gelmeyenler veya oraya buraya takılıp ilerleyemeyenler oluyor. Olsun etrafta bol bol insan olduğundan onları öldürüp zombiye çevirebiliyorsunuz.

Düşmanlarımız aslında öyle aman aman akıllı değiller. Ancak zorluk seviyesi artınca ve ileriki bölümlerde silahlı rakipler geldikçe zorlaşıyorlar. Ben zombiyim! ayağına yatıp sakın rakipleri hafife almayın, enerjiniz belli bir süre sonra kendi kendinede dolsa, sizin sağlığınızı büyük bir şekilde götürebiliyorlar. Bunu kimi zaman makineli tüfek, motorlu testere veya kalabalık bir polis grubu yapabiliyor. Düşmanlarınız arasında polisler, sivil halk, ordu ve teknoloji ürünü robotlar yer alıyor. Robotlar canınızı bir hayli yakacak türden, ayrıca patladıkları zaman bir hayli yıkıcı olabiliyorlar.

Beyin Midye

Baş kötü, yani biz lider olarak belli özelliklere sahibiz. Öyle sıradan bir zombi değiliz. Düşmanlar kalabalık veya güçlü olsada, onlara karşı kullanabileceğimiz ilginç yeteneklerimiz bulunuyor. Kalabalık bir düşman grubunu etkileyecek, onları kısa süre sersemletecek bir gaz bırakıyorsunuz. Sersemleyen rakipleriniz hareket edemediği için onların beynini yiyebilirsiniz. Bir başka ilginç özellik ise, bağırsaklarımızdan bir parça kopartıp düşmanın kafasına atıp patlatmak. Aslında bildiğimiz el bombası, fakat burada mutasyona uğramış ve zombi bombası olmuş. Patladığı zaman çevredeki düşmanları sizden yapıyor. Üçüncü ilginç yetenek ise elimiz ile bir başkasını kontrol etmek. Şöyle ki kolumuz dirsekten kopuyor ve gidip bir kurbanın kafasına kopan kolumuz ile yapışıyoruz. Böylece o kurban bizim kontrolümüze geçiyor. Kopan el ile duvarlarda tavanda dolaşabiliyoruz, kısaca Alien gibiyiz. Bu özelliği genelde silahlı kişilerde kullanın derim. Silahınında kontrolünü alıp, etrafta güzel bir katliam yapabilirsiniz. Yalnız kopan kolunuzu kurbanınızın görmemesi lazım, görürse ona ateş edip etkisiz hale getiriyor. Son özelliğimiz ise kafamızı bowling topu gibi kullanabilmemiz. Yerden ileri doğru fırlatıp, kalabalık bir düşman grubunu saf dışı bırakabilirsiniz. Üstelik bizim kontrolümüzde nereye istersek, o yana gidiyor. Fakat belli bir süre sonrada patlıyor. Her özellik belli bir enerji yiyor. Ancak insan beyni yiyerek, bu kaybettiğiniz enerjiyi kazanabiliyorsunuz.
Beyin Kızartma

Oyunun atmosferi 1960’lı veya 70’li yılların abidik teknolojisine benziyor. Çevrede uçan arabalar, robotlar ve ilginç silahlı düşmanlar var. Bu yüzden biraz fantastik olmuş gibi, size jetgilleri arada çağrıştırabiliyor. Fakat oyunun geyik olan atmosferine, bu olay daha çok oturmuş gibi. Geyik diyorum, çünkü Stubbs Zombie tam anlamıyla komedi bir oyun. Zombi temelli kan boyamalı bir yapım olabilir, ancak bu onun komik olmayacağı anlamına gelmez. Arada sırada bazı taşlamalar ve ilginç diyaloglar görebiliyorsunuz. Polis merkezini bastığınız zaman, polis şefine saldırmak yerine onunla bir pist üstünde dans ederek kapışıyorsunuz. Özellikle bu gösteri başlamadan önce Stubbs’ın, Michael Jackson gibi bir hareket yapması beni güldürdü. Bunun haricinde yine baş karater, başka bir sinematikte, Amerikan bayrağı önünde diğer zombilere güya ciddi bir konuşma yapıyor. Sanki bir devlet başkanı gibi etrafta dolanıp, söylediği tek şey “Brain” kelimesi. Bunun haricinde patlamadan dolayı komik bi şekilde yere düşmesi, saçlarını düzeltmesi vb... daha bir çok komedi olay göreceksiniz. Eğer ingilizceniz de iyiyse sinematiklerde geçen konuşmaları dinleyin. Bunlar da tam bir bomba saklıyor.

Oyundaki görselliği Halo’nun grafik motoru sağlıyor. Halo’nun grafikleri şahaser değildi ve hantal olan motoru ile sistemi arada kastırabiliyordu. Fakat yapımcılar Stubbs Zombie’de bu durumu elden geçirmişler. Oynadığım sırada herhangi bir performans sorunu veya inceden kastırma gibi bir problemle karşılaşmadım. Her neyse bunların dışında genel olarak kaplamalar ve çevre tasarımı fena sayılmaz. Biraz kaçık olan teknolojik şehir, genel ortalamada iyi çizilmiş. Modellemeler genel olarak aynı bu yüzden pek bir çeşitlilik göstermiyorlar. Ancak çizimlemede kötüde değiller, fena sayılmazlar. Kan efekti, patlamalar, kol bacak koparma vs... genel ortalama olarka başarılı olmuş. Size bari oyunun o sunmak istediği mizahi ortamı gösterebiliyor.

Beyin Haşlama

Sesler konusunda oyun son derece güzel olmuş. Özellikle kullanılan müzikler, çuk diye oturmuş durumda. Country tarzındaki parçalar kanlı sahnelerde biraz komik kaçıyorlar. Ancak yapımında bize aslında vermek istediği komedi olduğundan, yardırganacak bir durum değil. Oyunun resmi sitesinde daha önce, Soundtrack listesi yayınlanmıştı. Bunun haricinde seslendirmeler son derece başarılı olmuş. Kurbanınızı yerken çıkan kemik sesleri veya yanınızdaki zombilerin “Beyin beyin” diye bağırışları başarılı olmuş. Bunlar haricindeki ses efektleri ve sinematiklerdeki seslendirmelerde son derece iyi yapılmış. Oyunun sesleri grafiklerinden daha başarılı olduğu kesin.

Bazı yerlerde araç kullanma imkanınızda olabiliyor. Halo’nun grafik motorunun nimetleri Stubbs’ı da temellendirmiş. Ucunda tırmık, kürek, kazma bağlı bir tratör ile adamları şişleyebilir. Bilemediniz nükler artık atan bir kamyonet ile orayı burayı patlatabilirsiniz. Şu ana kadar pek çok konuda hoşuma giden Stubbs Zombie’nin belki de en kötü kısmı belli bir zaman sonra sıkması. Sürekli olarak yaptığınız adam yemek ve aynı şeyleri yapmak insanı sıkmaya başlıyor. Oyunun çizgisel bir oynanışı da var. Sürekli olarak belli yerlerde belli bir yoldan gitmek zorunda kalıyoruz. Farklı ekstradan başka bir alternatifimiz bulunmuyor. Halo’dan bildiğimiz şuraya doğru git işareti yine karşımızda yer alıyor. Bazı bölümler karışık olduğundan, işaret en büyük yardımcınız oluyor. Oyun içinde bazı ufak program hataları da var. Bazı zamanlar bir iki zombiyi duvar içinde görebilir veya yolda ufak bir yere takılma ihtimaliniz olabilir. Fakat bu oynanışı baltalamıyor. Multiplayer’da ne yazık ki bulunmuyor bunu da arada ekleyelim. Sonuç olarak Stubbs the Zombie Rebel Without a Pulse beklemeye değdi mi? Bana göre değdi, beni tatmin etti. O komik atmosferi, kanlı bir şölenle sizlere iyice sunuyor. Aradaki taşlamalar ve espriler sizi insanı güzelce güldürüyor. Belli bir süre sonra sıksada veya görüntü olarak öyle ahım şahım olmasa bile, güzel bir oyun. Bir zombiyi canlandırıp kötülük yapmak istiyorsanız, alın oynayın derim.

[img][Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

stubbs the zombie

ChatBox!ChatBox!
Mesaj yazmadan önce Forum Kuralları'nı okumayı unutmayın! Teşekkürler.


Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Oyun İncelemeleri-


kişi bu konuyu beğendi...

~Volfurem Forum/Volfurem.com~