AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

Forum'u bir süreliğine veya tamamen kapattım.
Görüşmek üzere!
Daha çok detay için,lütfen bu forumun yöneticisini arayın.
Forum'u bir süreliğine veya tamamen kapattım.
Görüşmek üzere!
Daha çok detay için,lütfen bu forumun yöneticisini arayın.


 
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
FZ Style
50 Adet Style
2 Adet Güzel Texture(:
Güzel Textureler
Texture serisi 2 :)
Oracle'dan 3000$ odullu yarisma!!!
Çok hoş Textureler. =)
Base ->>> Texture
Hoş Textureler (:
''Çok Güzel İşinize Yarayacak Textureler''
C.tesi Ara. 20, 2014 11:53 am
C.tesi Ara. 20, 2014 11:48 am
Cuma Tem. 25, 2014 3:24 pm
Cuma Tem. 25, 2014 3:24 pm
Cuma Tem. 25, 2014 3:23 pm
Cuma Mart 22, 2013 9:35 pm
Paz Mart 10, 2013 8:39 am
Salı Mart 05, 2013 9:34 am
Salı Mart 05, 2013 9:33 am
Salı Mart 05, 2013 9:09 am











•Şu an ''hikayeler arşiv'' konusunu incelemektesiniz.


Volfurem Forum'daki "hikayeler arşiv" konusunu beğendin mi ? Paylaş.

FacebookTwitterEmailWindows LiveTechnoratiDeliciousDiggStumbleponMyspaceLikedin

• Reklam Alanımız:
Paylaş|

hikayeler arşiv

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Sayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4  Sonraki
YazarMesaj
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:00 pm

Konunun ilk mesajı :

parmaklık yok

birgün iki deli kaçmaya karar verir. bir deli sen git.parmaklıklara bak.bakalım eğer aşağıdaysa üstten kaçarız yukarıdaysa alttan. der ve deli bakar. bir süre sonra gelir ve derki malesef dostum kaçamıycaz. diğeri neden diye sorar. diğeri çünkü parmaklık yok.


En son Salvador tarafından Cuma Ocak 27, 2012 5:01 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
http://mt2forum.com

YazarMesaj
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:27 pm

Ücreti Ne Kadar?
Soğuk bir kış gecesinde eve dönerken, sarhoşa benzeyen bir adam gördüm. Bir sağa bir sola yalpalıyordu. Ve yanındaki direğe sarılmıştı.
Bir vitrine bakıyormuş gibi yaparak göz ucuyla onu seyrettim. Otuz yaşın üstünde olmalıydı. Kendisine biraz daha sokuldum. Üstü başı son derece temizdi. Yanındn geçen bazı kişiler, yüksek sesle konuşarak içki içmenin kötülüğünden bahsediyor, bazıları da alay edip gülüyorlardı.
Yavaşça yanına gidip:
- İyi misiniz? diye sordum. Bir ihtiyacınız var mı?
Dudaklarından, iniltiye benzeyen tek bir kelime çıktı:
- Hastayım!..
Düşmemesi için, bir kolumu beline dolayarak taksi beklemeye koyuldum. Akşam vakitlerinde kesilen kar yağışı tekrar başlamış ve yavaş yavaş buzlanmaya başlayan yollarda, birbiriyle yarışan sokak köpeklerinin dışında bir hayat emaresi kalmamıştı.
Araba bulmaktan ümidimi kestiğim sırada, yanımda bir taksi duruverdi. Şoföre durumu anlatarak acele etmemiz gerektiğini söyledim. Hastamızı arka koltuğa yatırarak hastaneye götürdük ve verilen serum tamamlanana kadar başucunda bekledik.
Nöbetçi doktor, hastayı en azından donmaktan kurtardığımızı ifade ediyor, genç adam ise, henüz konuşamadığı için, bize bakıp gülümsemekle yetiniyordu. Şoför de yanımdaydı... Hastamız bir süre sonra kendine geldi. Onu tekrar arabaya bindirip evine götürdük.
Hastamızın eşi, onun sık sık şeker komasına girdiğini bildiğinden müthiş bir paniğe kapılmış ve oğlunu da alarak sokağa fırlamıştı. Bizi görünce koşarak yanımıza geldiler ve büyük bir sevinç içinde kucaklaştılar.
Saatlerce süren yorgunluğumuzdan eser bile kalmamış, bize nasıl teşekkür edeceğini şaşıran o ailenin mutluluğu karşısında gözlerimiz dolmuştu.
Ellerimize sarılarak bizi uğurladıklarında, şoföre borcumu sordum.
Başını sallayarak:
- Borçlu değil, alacaklısın dostum!.. dedi. Çünkü böyle bir iyiliğe beni de ortak ettin. Ama belki de yirmi yıldır ağlamayı unutan bir adama bu güzel duyguyu hatırlattığın için, alacaklı duruma düştün.
O mert adamla kucaklaşıp ayrılırken, gecenin ayazını hissetmiyor ve evime yürüyerek dönmek istiyordum.
Kim bilir? Belki de yolumun üzerinde, yardımımı bekleyen bir insan daha bulabilirdim.
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:27 pm

Nişan Nedir
Oniki yaşındaki oğlan ondört yaşındaki amcaoğluna soruyor:
- Abi ablam nişanlanıy......or biliyorsun…

- Yaz sonu nikah varmış, bizim evde de konuşuyorlardı.

- Ben sana bir şey sormak istiyorum…

- Söyle…

- Bu nişan dedikleri ne? Evde sordum, ‘Eh evlenecekler işte’ diyorlar ama nişanlanınca ne oluyor, onu anlayabilmiş değilim.

- Hıııım… Zor soru, bak ben sana bir örnekle anlatayım…

- Dinliyorum.

- Diyelim ki Şubat’ta yarıyıl karnesini aldın, hepsini pekiyi getirdin. Sana bir bisiklet alıyorlar ve ‘Haziran’da bütün dersleri pekiyi getir, sınıfı geç, bu bisiklet senin’ diyorlar. İşte Şubat ile Haziran arasındaki o süre var ya, bisiklet senin ama binemiyorsun; o süreye ‘nişanlılık dönemi’ deniyor.

- Haa şimdi anladım, bisikletin var, evde duruyor; sen ona bakıyorsun o sana bakıyor; ama binemiyorsun ta ki sınıfı geçene kadar. Peki dokunmaya izin var mı?

- Vallahi onu ben de tam bilemiyorum; binmek kesinlikle yasak da, galiba ziliyle oynayabiliyorsun!.. xD xD
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:28 pm

Kendi Başıma Çorap Ördüm




Şimdi size üniversitede başıma gelen komik bir hikayeyi anlatacağım.4. sınıftayız staj dönemi hemşirelik okuyrm bu arada.bi huzurevine vermişler bizi her sabah oraya gitmek için dolmuşa binmemiz gerekio sabahın köründe.neyse gece zaten psikiyatri,geriatri(yaşlı bilimi) karması vizesine çalışmaktan gerim gerim gerilmişim.sabah öküz gibi kalktım…malum gecede rüyada yaşlı,baston, dişsiz acuzeler,alt bezi falan gördüm..neyse yataktan kalktım,yerde dağılmış üstüste birikmiş notlar furyasından yüzerek kurtuldum,baktım ev arkadaşım erken kalkmış dünden kalan bakım planını tamamlamaya çalışıo,şöyle bi baktım:
Hasta: atıf çalışkan(isim tamamen uydurma):
tanısı:konstipasyon (tıp literatürü bilmeyenler için:hasta sıçamıyor ),
hedef: hastanın her gün defekasyonunun sağlanması (hasta her gün sıçırtılacak)
hemşirelik girişimleri:hasta lifli gıdalarla beslenecek,egzersiz yaptırılacak,efendime söyliyim bal börekle beslenecek,ağzına bal çalınacak,hastanın keyfi çattırılacak..
sonuç: hasta defekasyona çıkmıştır..(hasta sıçmıştır)..bravoo

neyse ben bu acınası bakım planına bakarken vakit baya geçmiş nerdeyse geç kalcaz,bende çabuk hadi Eminecim bakım planını kap koş dolmuşu kaçırmayalım dedim.ben formamı buldum şimdi sırt çantamı arıyorum yerde kirlilerimin arasından çektim çıkardım çantamı da neyse biz dolmuşu kaçırmadık bindik işte..her zamanki gibi ayaktayız tabii.arkadaşımın kulağında kulaklık Feridun düzağaç dinliyo..ben de sırt çantamla öyle düşünüyom:lan ben bugün yaşlılarla napsam,ya televizyon izlicen zaten ya da dergi okucan..ben böle düşünürken arkamdan bir el dürttü beni.bi kadındı sırıtıyordu,parmağının ucuyla bişey gösteriyordu,bn anlamıyrdum,yaw ne dio bu karı diordum, ben yaşlı falan da değildimki bana yermi vermek istiyordu.ama hayır dur biraz bişeyi işaret ediyordu ,lan hadi anla artık derya: şööööyle bi kafamı çevirdiiiiim ,o da ne: çantamın ipine takılmış bişey sallanıyo,anaaaaaa dedim..evet çantamın kenarından gayet kirli krem rengi üzerine mavi çiçek resimleri olan sanki 80 yılından beri giyilmiş gibi duran tek bir çorap teki sarkıyor..aman tanrım bu benm çorabım demedim tabi..şaşkındım ama belli etmemliydim..hemen toparlandım.(yumuşak sakin bir sesle)aaa bu da nerden gelmiş dedim..aa emine bak bi çorap gelmiş buraya,eminecim kim attı bunu buraya sen gördünmü dedim.bu arada terliyorum tabi..şu emine de beni duymuyomuydu ne..kızım çıkarsana şu kulaklığı müzikdinlemenin sırasımı dedim..ıııı… emine?...emine döndü noluyo ya falan dedi..bak çorap gelmiş dedim..neçorabı ya falan dedi.içimdendur be ne bağırıyon zaten yeterince rezil oldum)..(yumuşak sesle devam) neyse tamam biri atmış bunu benm üztüme heralde,hadi git git müzik dinle sen,(bi işe yaramazsın zaten..öküz evden çıkarken insan bi bakar şöyle ev arkadaşına,çöplüğün içindemi kardeşin ne,karizmayı çizcek bişey varmı,beni *** götürüyo mu)

neyse ben öyle bi önüme döndümki ama kesinlikle arkaya bakamıom çorabı da bu nerden gelmiş ya diyerek camdan attım,arada dolmuş duruyo çaktırmadan bakıom tabi o karı iniyomu die,lan şu kadın bi inseydide rahat etseydim,rezil rüsvay etti beni..bu huzurevi de cehennemin dibindeydi bi türlü gelemioduk..neyse o sabah hayatımın en trajikomik sabahlarından biriydi..bunun sonrasında dolmuşa binmeden önce üzerimibaşımı kontrol edip öyle biniom insan ders alıo tabii sizede tavsiye ederim...
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:28 pm

Bir Kara Fatmanın Günlüğü



Dün gece yine ölümle burun buruna geldim. Kendime bir
zarar geleceginden degil ama karim Cemile ne yapar
sonra. Biz aksam yemegimizi genelde saat 11-12 gibi
yerdik, ama ev sahiplerimizin misafiri geldiginden geç
vakitlere kadar oturup yatmadilar. Neyse ki konuklarin
gitmesiyle birlikte uykuya daldilar. Bir süre
ortaligin sakinlesmesini bekleyip, yiyecek
toplamaya basladim. Bugün misafirler geldigi için
menü çok zengindi. Pasta ve börek kirintilarina
bayiliriz. Her neyse ben nevaleyi toplarken
birden mutfagin isigi yandi ve "Aaaaaa! Karafatma"
diye bir ses duydum.
Salak adam, ben bir erkegim Fatma da nereden çikti.
Benim adim Ismail. Böyle seyler delikanliyi bozar.
Hadi beni karimla karistirdin diyelim. Sen ne kadar
korkak bir adamsin. Benim kaç katim büyüklügünde
olmana ragmen bu bagiris da ne böyle? O korkunç sesin
kesilmesiyle birlikte,sanki ben ona bir şey yapmisim
gibi beni kovalamaya basladi. Inanin o kadar da
dikkat ediyorum, tabak, çanak bardak üzerinde
dolasmamaya çünkü bu dingilin karisi çok titiz. Bazen
diyorum ki bu giciklarin misafiri Geldiginde git
>ortalarda dolas böylelikle utanilacak duruma
düssünler..Ama yapamiyorum iste. Ne olursa olsun,
ekmek yedigin tekneye kötü gözle bakmamak
gerekir.
Ben eve geldigim ilk yillari hatirliyorum da ne
güzeldi o günler. Rahmetli kayinbabam ve kayinvalidem
beni evlerine kabul etmislerdi. O zamanlar rahattik,
çünkü ev sahibimiz Riza amca kördü. Bu sebeple
evin her yerinde serbestçe dolasabiliyorduk. Hatta
Riza amcayla ayni sofrada yemek yedigimiz günlerde
oldu. Gerçi bizleri görebilseydi nasil davranirdi
bilmem ama o hep yüregimizde yasayacak. Riza amcanin
durumu pek iyi sayilmazdi, memur emeklisiydi. Bu evde
rahmetli karisininmis,bu yüzden yiyecek konusunda bu
kadar fazla seçenegimiz yoktu. Ama daha mutlu ve
huzurluyduk.
Riza amca bir gün görünmez kazaya kurban
gitti.Gerçi onun için bütün kazalar görünmezdi. Riza
amcanin topraga verildigi gün biz de oradaydik.
Karsi komsusu Osman Zeki bey bize geldiginde ceketini
asmisti. Biz de bunu firsat bilip ceketin cebine
girdik. Ardindan Osman Zeki beyle birlikte mezarliga
dogru yola koyulduk. Riza amcanin üç tane oglu vardi
ama bugüne kadar sadece nüfusta gözüküyorlardi.
Hayirsizlar daha ilk günden evi satisa çikardilar.

Evi su anda oturan adam ve karisi satin aldi. Eve
ayak basmalariyla kayinbabam ve kayinvalidemi
öldürmeleri bir oldu. Adam sonra igrenerek cansiz
bedenleri kagida sararak çöpe atti. Sanki kendisi
çok temizmis gibi. Halbuki tuvaletten çiktiktan sonra
ellerini yikamadigina defalarca sahit oldum.
Simdilerde kendine üzerinde rahmetli kayinvalidemin
resmi olan bir ilaç almis, durmadan üzerimize sikip
duruyor Kayinvalidem Sultan hanim gençliginde
fotomodel oldugu için bu tür ilaçlarin üzerinde
resmi bulunuyor. Hatta bir iki reklam filminde de
oynamisti. Ama evlenince mecburen birakti. Çünkü
kayinbabam tam bir Osmanli erkegiydi. Bugüne kadar
rahmetli Riza amcanin anisina bu evde oturduk,
artik daha fazla dayanacak halimiz kalmadi. Ese dosta
haber saldik. Kendimize göre bir ev bulur bulmaz
tasinacagiz buradan. Belki de sizin evinize yerlesiriz
hayat bu belli mi olur?
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:28 pm

Fenerbahçe 100. yıl Marşı Komik



Sen bir nefes aldığım her an (cehenem olur inan )
Sen bir özlem içinde hep buram buram(avrupa kupalarına ve türkiye kupasına )
Kimse anlamaz bende aşkını(çünki hep yenilgilerle dolusun )
Sen bir çocuk gülen yerinde durmayan (hep yenilen yüzümüzü gülmeyen haşarı çocupğumsun )
Aşkınla coşkunla sen çok yaşa ( yaşa ki yenilgiyi unutmayalım )
Yükseliyor bayrağın arşa (amma başarın hep tersine )
Aşkınla coşkunla sen çok yaşa( yaşa ki yenilgiyi unutmayalım )
Yazdık büyük ismini dağa taşa (hep yenilen sensin diye )
Yüzyıl önce doğdu şanlı efsane ( yüzyılda rezil ettin bizi ezikbahçe )
Yüzyaşında mutlu ol fenerbahçe ( abi biz ne zmana cimbomu geçecez diye yakrır taraftar )
Kalbim senin,seninle çarpıyor ( heran kalp krizinden ölebilirim mağlubiyetten )
Birtek seninle gülüp seninle ağlıyor (cimbom oldukça gülmek bize haram )
Sen gönlümün eşssiz aşkısın (umut fakirin ekmeği misali başarını hayal ederek derim hep )
Her yerde her zaman yanıp parıldıyor( yaptığın hatalar beni öldürmezse ölmem herhalde )


http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:29 pm

Bir Kadın İçin En Güzel Cümle!



Akşamdan kalma adam, büyük bir başağrısı ile sabah uyanmış.
Zorlukla gözlerini açıp, yerinden doğrularak, şöyle bir etrafına bakınmış.

Komodinin üstünde bir bardak su ve iki aspirin duruyor.
Yatağın ayakucundaki sandalyede elbiseleri temiz ve ütülenmiş..
Aspirinleri içerken,komodindeki not dikkatini çekmiş;
''Sevgilim, günaydın. Kahvaltın mutfakta. Ben alışverişe çıkıyorum, erken dönerim. Seni seviyorum".

Kalkıp, giyinmiş ve kahvaltı için mutfağa gitmiş.

Bakmış oğlu oturmuş, kahvaltı ediyor. Masada da kendi servisi ve gazeteleri duruyor. Oturmuş, kahvaltısına başlamış ve oğluna sormuş;
Evlat, dün gece ne oldu, biliyor musun? Evet, dün gece saat 3'ü geçiyordu, sarhoş olarak eve geldiğinde. Önce koridordaki sandalyeyi devirdin, ardından kustun, daha sonra da odanın kapısına kafanı çarptın, bir gözün morardı.
Adam, şaşırmış vaziyette: Anlayamadım. O zaman niye herşey temiz, kahvaltı hazır ve gazetem alınmış?
Onu mu soruyorsun. Annem seni sürükleyerek yatak odasına götürüp,pantalonunu çıkarmaya çalıştığında,

"Bayan, beni yalnız bırakın, ben evli bir adamım" dedin.
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:29 pm

TİRYAKİNİN SİGARA BIRAKMA GÜNLÜĞÜ



Sevgili günlük, Bu sabah Hürriyet'in Kelebek ekinde sigarayı bırakmanın vücuda yaptığı olumlu etkileri anlatan bir haber okudum. Bu tarz haberlerden oldum olası tiksinmeme rağmen nedense coşup sigarayı bırakmaya karar verdim. Kararım kesin, sigarayı bırakıyorum. Bu kararımın vücuduma etkilerini gösteren tabloyu başucuma astım. İçimin zehirden temizlenmesini tabloya bakarak daha rahat hissedeceğim. Şimdi masanın üzerindeki dolu sigara paketini buruşturup çöpe sallıyor ve sağlıklı gürbüz bir kişi olma yolundaki ilk adımımı atıyorum.

SEKİZİNCİ SAAT

Sevgili günlük,
Tabloya göre sigarayı bıraktıktan sekiz saat sonra tansiyon ve nabız normale dönüyormuş. İnanır mısın, bunu hissediyorum sanırım. Tamam, tansiyon ve nabzımın bundan sekiz saat önceki halinde de anormallik hissetmemiştim,ama normale dönmesi iyi bir şey herhalde. Coşkumu paylaşmak için Teoman'ı aradım, sigarayı bırakmama "geçici Ubeyd Korbey sendromu" adını taktı. "Oğlum" dedim, "bak tam sekiz saattir sigara içmiyorum, tansiyonum ve nabzım cillop gibi oldu".
Bunu söyleyince kendi nabzının ve tansiyonunun da harika olduğunu söyledi, meğer sekiz saattir uyuyormuş. Yavşak işte, ben ne diyorum o ne diyor. Yalnız laf aramızda, kafama takıldı gerçekten, demek ki günde sekiz saat uyuyan bir sigara tiryakisinin tansiyonu ve nabzı da günde bir kere normalleşiyor. E peki, tansiyon ve nabız günde üç kez normale dönemeyeceğine göre benim kazancım ne bu işten? Demek ki, savaşı erken bırakmayacaksın. Yoksa Teoman itinden ne farkım kalır? Onun tansiyonu da normal, benimki de.... Neyse, bakıcaz....

ONUNCU SAAT

Sevgili günlük,
Sigarayı bırakırken başlangıcın çok zor geçtiğini duymuştum. Hiç de değilmiş. Az önce yemek yedim, iştahım açılmış, yemeklerin tadını daha iyi aldım. Yıllardır ilk kez yemeğin üzerine sigara içmeyeceğim.

ON BİRİNCİ SAAT

Acaba azaltarak mı bıraksam? Sadece yemeklerden sonra içsem mesela? Yok yok, dayanmam lazım. Kuruyemişçiye gidip kabak çekirdeği alayım, oyalanırım.

ON ÜÇÜNCÜ SAAT

İki saattir aralıksız kabak çekirdeği yiyorum. Ve bir de yıldıran dejavu: "abi bu çekirdeğe elini sürünce bırakamıyorsun."

ON DÖRDÜNCÜ SAAT

Kabak çekirdeğini bırakınca yemekten sonrakine benzer bir sigara içme isteği uyandı. Çöpe attığım sigara paketini ararken telefon çaldı, Teomanmış. "Sağlığında yeni düzelmeler var mı?" diye sorup kahkaha attı .Vay ayı vaaay, sigarayla mücadelemde başarısız olmamı bekliyor demekki. Bu beni sinirlendirmekten çok kamçıladı. Ulan Teoman, görüşürüz bakalım. İlk işim sigara paketinin olduğu çöp torbasını evden atmak

ON YEDİNCİ SAAT

Sevgili günlük,
Kendimden utanıyorum. Az önce kapıdaki çöp torbasını geri almaya karar verdim, kapıcı götürmüş. Kararsızım, sigarayı bırakanların sinirli olmaya başladığı ve kilo aldığı söyleniyor. Şişman ve sinirli biri olup Hüseyin'e benzemeyeyim sakın?

YİRMİ DÖRDÜNCÜ SAAT

Sevgili günlük,
Biliyor musun, sigarayı bıraktıktan 24 saat sonra kalp krizi riski yüzde 25 azalıyormuş. Fena değil ha, ne dersin? Teoman'ı aradım az önce, sana en fazla 15 gün veriyorum dedi. Kalp krizi riskinin azalmasından sözettim, güldü. Gül bakalım Teoman efendi, gül... Gidip kabak çekirdeği alayım.

İKİNCİ GÜN

Sevgili günlük,
Dün çok kötü geçti. Kuruyemişçiye gidip bir kilo kabak çekirdeği aldım. Gazeteleri çıkmadan okusaydım keşke, Hıncal Uluç köşesinin yarısını "kabak çekirdeğinin cinsel güce katkıları"na ayırmış. Allahım, ya kuruyemişçi de okumuşsa yazıyı? Ulan yüz gram al çık, bir kilo niye alıyorsun? Bundansonra o dükkanın önünden geçemem.

ÜÇÜNCÜ GÜN

Sevgili günlük,
Çok güzel bir gündeyiz. Sigarayı bırakmamın üzerinden 72 saat geçti, yani sinir uçlarım bugünden itibaren yenilenmeye başlıyor. Daha da güzeli, sevgilim geliyor. Bugün biraz sinirli gibiyim, kızın yanında arıza yapmasam bari...

DÖRDÜNCÜ GÜN

Sevgili günlük,
Dün ne güzel başlamıştı hatırlarsın, ama korktuğum başıma geldi ve sevgilimle kavga ettim. Her şey iyi başlamıştı halbuki. Bir ara dışarı çıktık, ben sosisli sandviç almak istedim, hanımefendi karşı çıktı. Neymiş, yürüyerek yemek yenilmezmiş. Durduk yerde kavga çıktı. Sonunda dayanamayıp karşıdaki lokantaya gittim ve patlıcan musakka söyledim. Garson tabağı getirir getirmez hatunun yanına koştum ve "yürüyerek yemek öyle yenmez böyle yenir" diyerek elimde tabak yürümeye başladım. Bir yandan da musakkayı yemeye çalışıyorum. Kız kaçmaya başladı, ben de peşinden koşuyorum. Bir ara ağzımdan köpükler çıktığını farkedince durakladım. Elimdeki tabağı çöpe atıp eve döndüm. Sevgilimin telesekreterine not bıraktım, umarım arar.

BEŞİNCİ GÜN

Sevgili günlük,
Bu sabah İstikbal'den çek-yat gelecekti, öğlene kadar bekledim, ne gelen var ne giden. Birden sinirlerim tepeme çıktı, elimde odunla beklemeye başladım. Hayır, niye sözünde durmuyorsun kardeşim? Sabah dediysen sabah getir. Adamlar saat üçte geldiler, ben odunla kapıya çıkınca tedirgin olup kaçtılar. İstikbal'i arayıp siparişi iptal ettim, Seray'ı var Mobella'sı var canım, banane yani...

ALTINCI GÜN

Sevgili günlük,
Sevgilim aradı, bana çok kızgın olduğunu söyleyip bir çuval zır zır yaptı. zaten ona moralim bozuk, bir de Teoman gelip karşımda fosur fosur sigara imesin mi? Dumanı suratıma üflediğinde çaktırmamaya çalışarak içime çekmeye çalıştım. Ulan özlemişim be...

YEDİNCİ GÜN

Sevgili günlük,
Kabul etmem gerekir ki bugün çok sinirliydim. Gevşemek için televizyonu açıp belgesel izlemeye başladım. Discovery Channel'da Timsah Avcısı diye bir lavuk var, 10 dakika dayanamadım herife. Eline bir yılan almış, yılan çıtır çıtır ısırıyor, bu gevrek gevrek gülüyor. Neymiş, yılan zehirsizmiş.Ya arkadaşım, zehirsiz diye ne bu yani? National Geographic'I açıyorum, zürafalar var, daha iyi. Ama zürafalardan, Mary ve ailesi diye söz ediliyor. Allah belanızı versin hepinizin. Süt içip uyumaya karar veriyorum, süt şişesinin üzerine "lütfen çalkalayınız" yazmışlar. Çal-ka-la-mı-yo-rum. Mecbur muyum lan sizin şişenizi temizlemeye. Para almasını biliyorsunuz eşşoğlueşşekler sizi be! Akşam arkadaşlarla bira içmeye gittik. Buinsanlarne kadar anlayışsız var ya günlük, aklın oynar.Ulan zaten sigarasız bira içiyorum, beynim sulanmış, hala üzerime geliyorlar. Masada ideolojik hadise çıktı, dışarı kadar uzadı. Tartışma sorun değildi de "sigarayı bıraktığındanberi kilo aldın lan kocagöt" deyince dayanamayıp kafa attım Teoman'a. Yapmasam iyiydi.

SEKİZİNCİ GÜN

Sevgili günlük,
Teoman arayıp bir daha benimle görüşmek istemediğini söyledi. Çok umurumdaydı lavuk. Gereken cevabı verdim zaten. Bu arada, gazetede okudum yine. Sigarayı bırakmanın çeşitli yöntemlerinden bahsediyordu. Azaltarak bırakma ve marka değiştirerek bırakma maddeleri ilgimi çekti. Acaba? Ama yok yok, bu kadar dayandım, gerisini getirmek lazım.

DOKUZUNCU GÜN

Sevgili günlük,
Sana ne zamandır sevgili günlük diye seslenmediğimi farkettim. Oysa sen bu dünyada beni anlayan tek varlıksın, tek dostumsun. Bugün ne oldu biliyormusun, sevgilim beni terketti. Alçak kadın, Manyaklaştığımı söyleyip ayrıldı benden. Bu arada kabak çekirdeğinin bokunu çıkardım, her tarafımda sivilce çıktı.

ONUNCU GÜN

Sevgili günlük,
İki gün önce, sigarayı bırakmanın çeşitli yöntemlerinden sözetmiştim. Ben iki yöntemi birleştirip hem marka değiştirdim hem de azalttım. Günde üç tane yemeklerden sonra Parliement içiyorum. O kadar zaman sonra ilk içilen sigaranın bir güzel kafası var, şaşırırısın.

ON BİRİNCİ GÜN

Sevgili günlük,
Kendime bir iyilik yapıp sigarayı beşe çıkardım. Ha üç, ha beş. Eskiden günde bir paket içiyordum, şimdi beş tane içiyorum. Yine kazançlıyım yani...

ON İKİNCİ GÜN

Sevgili günlük,
Bugün gazetede Amerika'da yapılan bir araştırmayla ilgili haber okudum. Habere göre günde 10 taneye kadar sigaranın çok fazla zararı yokmuş. Üstelik sigaranın markasını değiştirmekten falan da bahsedilmiyordu. Madem öyle günde 10 tane Camel içebilirim.

ON ÜÇÜNCÜ GÜN

Sevgili günlük,
Sevgilimi ve Teoman'ı arayıp özür diledim. Sevgilim, bir süre daha görüşmek istemediğini söyledi. Ağzımdan köpükler çıkarken koşturduğum sahneyi unutamıyormuş. Haklı kız, bir şey söyleyemedim. Teoman aramızda geçen hadiseyi sigaraya yordu, ona göre yavaş yavaş sigara içmeye başlayınca beynim tekrar faaliyete geçmiş. Neyse barıştık ve yarın akşam buluşmaya karar verdik.

ON DÖRDÜNCÜ GÜN

Sevgili günlük,
Teoman'la ocakbaşına gittik. İçtiğim sigaraları saymadım. Teoman'ın da dediği gibi, sigaranın zararlarını bilerek içiyorum, kime ne? Sana da soruyorum günlük, sana ne?

ON BEŞİNCİ GÜN

Sevgili günlük,
Püfür püfür içiyorum sigaraları. Bir de, "sigaraya tekrar başlayınca ne olur" tablosu yapmaya başladım. Sevgilim de bir daha sigarayı bırakmayacağım sözünü verince geri döndü. Elveda günlük, bir daha işim olmaz seninle.
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:30 pm

PERFİNYA NE LAN!



Uzanmışım salonda kanepeye...Bir elimde kumanda,bir elimde kola (coca cola değil),umrumdamı dünya..Ne de olsa öğlenin sıcağında yapacak başka birşey yok...Dışarısı (küresel ısınma saolsun) sıcaktan kavruluyor,insan iki adım yürüse götünden ter akıyor...En iyisi evde oturmak..Bende dükkandan bir süre kaçıp eve gelmişim,televizyon seyredip rahatlayacağım güya..

Kumandaya kısa bir süre bakıyorum,o da bana bakıyor..Basıyorum 1 tuşuna..Kumanda da açıveriyor bana Trt 1'i..Pili azalmadığı sürece hiçbir zaman kırmaz beni canım kumandam...Bakıyorum Trt 1'e, bir ciddiyet,bir ciddiyet..Haberleri gösteriyor,insan psikolojisine tecavüz eden bir yığın haber...Zaten hayatımız bunalım,daha fazla kendimizi daraltmaya lüzum yok..Hemen 2 tuşuna basıyorum, bu seferde karşıma trt 2 çıkıyor..Hani tüm Türk insanlarında bir adet var ya, trt 1 birinci kanal olacak,trt 2 ikinci kanal,trt 3'de üçüncü kanal olacak illahi..Bizim televizyonda da öyle..Bakıyorum, bakıyorum ilgi çekecek birşey bulamıyorum,çünkü trt 2'de ne idüğü belirsiz 3-5 kişi, kasıntı bir İstanbul Türkçesiyle birşeyler konuşuyor; trt 3'de de milattan önce bilmem kaç yılının futbol maçı oynuyor..Futbolcuların şortları tanga gibi..Kıçları ortada..İşte o derece eski bir maç.''Kim izler lan bu maçı'' diye düşünüyorum.Çeviriyorum kanalı...

Show'da Cennet Mahallesinin 60983743'üncü tekrar bölümü var...Hergün bu dizinin 6 bölümünü üst üste yayınlayarak bize şizofren muamelesi yapıp,beynimizin ırzına geçen Show Tv'ye güzelce bir sövüyorum,rahatlıyorum...Kanal ı da hemen çeviriyorum,reyting kazanmasın g*tverenler...

Kanal D, Yaprak Dökümü'nün tekrar bölümünü gösteriyor...Reşat Nuri Güntekin'in romanından uyarlanmış kaliteli bir dizi..Arada da seyrederim ve tavsiye de ederim... Ama uzmanların araştırmalarına göre bu dizinin her hafta yeni bölümlerini,hergün de tekrarlarını düzenli olarak izleyen kişilerde ciddi psikolojik rahatsızlıklar baş gösteriyormuş...Bende bu diziyi seyrederek psikolojimin bozulmasından korkuyorum,kanalı çeviriyorum...

Atv'yi açıyorum..'Selena' var..Kafama direk 'neden Selena?' sorusu takılıyor..Bu kız Türk değilmi,ismi neden Selin ya da Selma falan değil..Selena ne ulan!.Selena diye bir Türk ismi varmı? Diziye bir süre bakıyorum...İçinde garip garip bir sürü gavur isimleri kulağıma geliyor..Bu kadar mı yabancı özentiliği olur yahu?

Fox'u açıyorum ve ilk defa gördüğüm bir diziyle karşılaşıyorum...İsmi 'Prenses Barbunya' gibi birşey ama tam okuyamıyorum..Günün 10 saatini Msn'de geçirince gözlerimin şaftını kaydırmışım!Kalkıyorum kanepeden,ekrana biraz daha yaklaşıyorum...Baaarbuuunya,Pa aaarfuunya.Yok yok,Perfinya bu..Perfinya ne lan? Şaşırıp kalıyorum..Dizinin ne kadar sikindirik olduğundan bahsetmeyeceğim,ne de olsa çocuk dizisi...Ama neden ismi Prenses Perfinya? Neden Prenses Gülbahar ya da Prenses Melahat değil..Yoksa kendi Türk isimlerimizden utanıyor muyuz? Niye kıçımızdan isimler uyduruyoruz?

Kanalları çevire çevire beynim uyuşmaya başlıyor..En sonunda tıytırık bir kanalda 'Tom ve Jerry'yi buluyorum..'Bunu izleyim lan' diyorum kendime..Diğer tüm dizilerden,haberlerden,program lardan daha rahatlatıcı geliyor bana o an..Hem küçüklüğümden beri en büyük hayalim Tom'un Jerry'yi parçalayıp işkence yaparak yemesiydi..Yıllar geçti,hala aynı muhabbet..Jerry kaçıyor,Tom kovalıyor..Tom tam yakalıyor,hatta yutuyor ama Jerry Tom'un götünden çıkıyor,gene kaçmaya başlıyor...'Ulan sen ne dangalak bir kedisin' diye bağırıyorum Tom'a..Sinirlerim biraz daha bozuluyor...

Bir süre sonra farkediyorum ki yattığım kanepede inanılmaz derecede gerilmişim,canımı sıkmışım...

Şu televizyon hakikaten aptal kutusu,hatta dangalak kutusu,gerizekalı kutusu,embesil özürlü kutusu...Bize hiçbir yararı yok bu icatın..Arada güzel bir film izleme şansınız oluyor ama o da sürekli 20 dakika süren reklamlarla bölünüp duruyor...Sizcede bu reklam sektörü çok abartılmıyormu? Ben şahsen bu yaşıma kadar hiçbir ürünü reklamda görüp de ''Bu ürün ne güzelmişşş böleee'' diyerek satın almaya koşmadım..

Kapatıyorum televizyonu ve bir daha hiç televizyon izlemeyeceğime dair kendime söz veriyorum..'İzleyen top olsun lan artık bu aleti' diye bağırarak düşündüğüm şeyi seslice teyit ediyorum..Evden çıkıp dükkana yani sosyal hayata geri dönüyorum rahatlamış bir vaziyette..

Gün bitiyor,akşam dükkandan geliyorum..Yemek yiyorum ve gene televizyonun başında buluyorum kendimi...


http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:30 pm

Hemşire Hasta Arasında Geçen Gialog



Hasta 1: hemşirekanım ben iğne yapacam!

Hemşire: buyur tutmiyim ben seni..

Hasta 2: şu iğneyi bana yap hele hemşirekanım!

Hemşire:kanımca o iğneyi sana yapacağım sinir bozucu hasta bozuntusu! Hadi yay götünü..

Hasta 3:şu iğneyi yap hemşire kanım!

Hemşire: reçetenizi alayım.

Hasta 3(yanındakine): ney? Ne diyor?

Hemşire: reçetesiz iğne yapmak yasak.kusura bakmayın reçetenizi getirin öyle ya…..

Hasta 3: yaw sen diorsun nasıl yapmıyorsun,şerefsiz(daha ağza alınmayacak birsürü küfür.

Hemşire:sen nasıl konuşuyorsun devlet memuruyla lan öyle!!!!!

Sonrası malum:

Hemşire: olaydan sonra yalnız 3 saniye yaşadı.sinirlenen hastanın asepsi kurallarına uymadan açtığı enjektöre hedef oldu.zanlı hasta tarafndan defalarca deşilen hemşire o gün 112 nöbetçisi oldğu için ambulansla sağlıkocağndan hastaneye götürülemedi,çünkü hiçbir arkadaşı nöbetini tutmak istemedi.

Hasta 3: olay yerinden kaçtı.2 yıl sonra büyük bir enjektör fabrikası kurdu.hemşireleri deşmek isteyen hasta talebi yüzünden köşeyi döndü.kıçında oluşan kıl dönmesine rağmen ömrü boyunca hiçbir sağlık hizmetinden yararlanmadı.

Olaya şahit olan sağlık personeli:

Songül:kuduz hasta tarafından ısırılarak vefat etti.
Emel(şu çokkonuşan): birgün dikiş attığı hastaya kıpırdamamasını söyledi.bununüzerine sinirlenen hasta tarafından kendi ağzı dikildi.kimse onun birdaha konuştuğunu duymadı.
Hasibe:nöbet tutacak kimse kalmadığı için bütün nöbetleri o tuttu.ömrü ambulanslarda kusarak geçti ta ki bir gün mide prolapsusu olana kadar.

yazan .bizzat kedim''derya hemşire''

Not:sağlıkçılara biraz saygı rica ediyorum ya...
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:30 pm

DERS ÇALIŞMA



--Babacım ben bu akşam arkadaşımda kalacam.Yarın önemli bir sınavımız var. birlikte çalışacaz..
--Yemezler kızım hadi naş!
--Nası yani?
--Sen böyle bir sınav akşamının mahsulüsün!bize sökmez!!!



--Anne bu akşam arkadaşımdayım ben ders çalışacaz!!!
--Niye? tek çalışamıyor musun sen?
--Ama anneee!!!!
---Aması maması yok!!!Vakti zamanında bizim de üzerimizde az ders çalışmadılar.Şimdi düştüğüm duruma bak.Seni kimle çalıştığımı bile hatırlamıyorum

http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:31 pm

İki Rahibe



Iki rahibe varmis biri matematikçi biri mantikli...
Bunlar bir aksam karanlikta kiliseye dönerlerken matematikçi rahibe
mantikliya dönerek ;
-"Yaklasik 20 dakikadir bir adam bizi takip ediyor ve gittikçe
yaklasiyor su
anda aradaki mesafe 50 metre" der.
Bunun üzerine mantikli rahibe bunun tek mantikli açiklamasi
olabilecegini ve
adamin kendilerine tecavüz edecegini ve daha hizli yürümeleri
gerektigini
belirtir.
Rahibeler daha hizli yürümeye baslarlar. 2 dakika sonra matematikçi
rahibe:
-"Adam da hizlandi ve aradaki mesafeyi kapatiyor, su anda 30 metre
arkamizda... O zaman mantik olarak kosmamiz gerekir."
Rahibeler kosmaya baslar ve 3 dakika sonra matematikçi rahibe
-"O da kosuyor ve arayi kapatiyor su anda mesafe 10 metre...O zaman
mantik
olarak bizi yakalayacak birimiz saga digerimiz sola saparak kiliseye
ulasmaya çalisalim en az birimiz kurtulur." ...
Ve matematikçi saga dogru kosmaya mantikli sola dogru kosmaya baslar.
Matematikçi 20 dakika sonra kiliseye ulasir ve telas içinde beklemeye
baslar. Aradan 40 dakika geçtikten sonra mantikli rahibe gelir.
Matematikçi sorar ;
-"Ne oldu ne yaptin ?
-"Adam beni takip etti artik mesafe üç-bes adima kadar azalmisti,
mantik
olarak daha fazla kosmanin anlami yoktu...
-"Eeee..."
"Mantik olarak ben durdum adamda durdu."
-"Sonra..."
-"Mantik olarak ben etegimi kaldirdim oda pantolonunu indirdi."
-"Peki daha sonra...."

-"Daha sonra ne olacak etegini kaldirmis bir rahibe pantolonunu
indirmis bir
adamdan DAHA HIZLI KOSAR...
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:31 pm

İdrar Tahlili



Bi kaç hafta önce tahlil vermek için labaratuardaydım.
Neyse hemşire önce kan aldı ve idrar tahlili için şu beyaz
kaplardan verdi neyse uzatmayayım bide çizgi çekti buraya
kadar manasında, dibinde bi yerde yani benden önceki adamın
çıkmasını bekledim adam bi çıktı idrarı dolduracağı kabı
ağzına kadar doldurmuştu ve idrar yerlere ellerine falan
döküldü, hemşire
bu kadarına gerek olmadığını söyleyince
adamın verdiği cevapta koptum zaten:
başka kap vermediğiniz için hepsini buna doldurmak
zorunda kaldım...
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:32 pm

Youtube'luk Bir Olay



Yazarken bile gülüyorum hala
arkadaşlarla balığa çıkacağız.yem almaya gittik yemi aldım(araba da doblo) bagaja atim dedim malum kokmasın bagaj kapağını kapatamadım kapanmıyor napim. kanka da ordan sonra kapatırız deyince ellemedim.neyse eve gittik bişiler yedik balık kıyafetlerimizi giydik.benim kuzen de gelecek onu bekliyoruz beyfendi kız arkadaşının yanından ayrılamıyorsonunda biz buna kıyafet aldık arabada giysin.aldık kuzeni arkaya atla şu kıyafetleri giy dedim . bu atladı arkaya biz de o sırada tekel bayi arıyoduk malum sigara falan
bindik arabaya kanka gaza bi yüklendi o sırada ABİ DUR diye bi ses duydum arkamı döndüm bi baktım ki kuzen 20 metre geride bi yandan bize doğru koşuyo bi yandan da pantolonu giymeye çalışıyo... meğerse bizim akıllı bagaj kapağına yaslanmış sanki başka yer yokmuş gibigörmeniz lazımdı
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:32 pm

ASKER MEKTUBU KOMİK



Mektubunu aldim. Mektubunun gelmesi ne denli sevindiriciyse de
okuduklarim o denli üzücüydü. Demek askere gittiginden beri çavusun
size, özellikle de sana yapmadigi kalmamis. "Suçum olsa yanmam"
diyorsun. Sana inaniyorum dostum. Olur olmaz seni dövdügüne göre,
yazdigin gibi o herif asker ocagina yakismayan sadistin teki. Sen
sivilken agzina kötü söz almazdin. Adamin besiginden mezarina kadar nesi
varsa sövdügüne göre gerçekten çok sinirlenmissin. Ama haklisin. Ben de
olsam ondan nefret ederdim. Oysa hepiniz ayni vatanin evladisiniz. Neden
ayirim yapip en agir isleri sana yaptiriyor ki???.. Senin gibi akli
basinda, sorumluluklarinin bilincinde olan insana böyle davranmak için
çok adi birisi olmali. Zaten "adinin teki" demissin. Neyse hakkus, vatan
borcu bu...
Herseye,insanliktan uzak olan çavusuna bile, katlanip Vazifeni yerine
getirmelisin. Sen yine elinden geldigince iyi asker olmaya çalis. Beni
de mektupsuz burakma. Mektuplari disardan yollamakla iyi ediyorsun.
Çavus iti okursa bir de mektuplar için dayak yersin sonra.


Özlemle gözlerinden öperim.
Dostun Recai



Recai iti,

Ben sana ne zaman mektup yazdim da o allahin belasi mektubu gönderdin??
Mektuplarimizin okundugunu bildigin için bu adiligi yaptin di mi köpek??
Senin yüzünden gül gibi çavusumun bana yapmadigi kalmadi. Tonla dayak.
Bir hafta da hapis cezasi yedim, Çavus beni bölügün önüne çikarip
"KARSINIZDA ORDUMUZUN EN SEREFSiZ ASKERI DURUYOR." dedi. Ne dediysem,
senin nasil adi bir yaratik, mektubunun da o essek sakalarindan biri
olduguna
inandiramadim. Bir daha mektup falan yazma. Zaten, ilk izne gelisimde
ellerini un ufak edecegim. Birkaç yil eline kalem alamayacaksin.


En kisa zamanda basina bir kaza gelmesini, sürüm sürüm sürünmeni dilerim.


Hakan



Merhaba hakkus,

yaninda olamadigim,sorunlarini ve acilarini paylasamadigim için
kahroluyorum. Mektuplarini okudukça içim kan agliyor. Manyak çavus
iyice azdi ha. Vay sadist vay. Bir de adam bilip çavus yapmislar.
Böylelerinin eline hiç yetki vermemeli. Sonra ne oldum delisi oluyorlar.
"Sivil olsam yapacagimi bilirdim" diyorsun. Ama haklisin hakkus.
Sinirlerine hakim ol. Askerlikte üste saygisizlik olmaz. Adama askerligi
bitirtmezler vallahi. Uyma o hayvana dostum. Zor ama sayili günler
gelir geçer. Buralar bildigin gibi eksikligini hep hissediyoruz.


En güzel günler seninle olsun.

kardesin Recai




Recai denen hayvan,

Lan sana hayvan demek iltifat, hayvanlara hakaret olur, oglum sen
çildirdin mi? Çavus fittirdi. Adamin bir agzima yapmadigi kaldi.
"Yazmadim konutanim." diyorum, yemin billah ediyorum dinledigi yok. Ah
**** essogluessek yaktin beni. Askerligim simdiden bir ay uzadi. Her
gece tuttugum 8-5 nöbetleri, günde yalniz basima tam teçhizat 20km kosu,
iki çuval ispanak ayiklamak imanimi gevretiyor. Yeter artik Recai!
Sakanin çikacak suyu muyu kalmadi. Bu gidisle biraz zor ya, izne
gelirsem kendine kaçacak delik ara. Tüm kemiklerini kiracagim. Allah
belani versin...

__Hakan__



Hakkus'cugum,

Yooo, yazdiklarina inanamiyorum. Bu kadari da olmaz ama. O serefsiz
çavusun sana yaptiklarini insan yapmaz. Nedir bu essogluessegin sana
çektirdigi? Yani afedersin ama insan sokaktaki uyuz ite bile daha iyi
daha merhametli davranir. Bak hakkus, sakin benden gerçekleri saklama,
yoksa görevden mi kaytariyorsun? Eninde sonunda ikiniz de bu vatanin
evladisiniz. Böyle yapmasi için ya kafadan sakat ya da soysuz olmali,
ne diyeyim hakkus, sabredeceksin. Allah sevdigi kuluna çektirirmis. Seni
de seviyor olmali ki çavus gibi bir namussuzu basina bela diye salmis




recai soysuzu stop sayende askerligim bitmeyecek stop firar ettim stop
seni parçalamaya geliyorum stop hakan

http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:33 pm

Bimde Eski Sevgiliyi Görünce



Son patitoyu da attım ağzıma ve bim'e doğru yola çıktım. zaten iki adım ötesi bim. annemin terliklerini giyip çıkayım lan dedim, kim iki saat
şimdi bağcık bağlayacak. ama olgun bir erkek insanda eğreti duran şeylerin başında anne terliği geliyormuş canlar ben bunu anladım.

bim her zamanki gibi sakindi. klima çalışıyor ama soğutmuyordu. nasıl bir klima lan bu diyerek incelemeye başladım. ama görevli beni balici sandı,
çünkü ayaklarımda da acayip terlikler altımda çamaşır suyu sıçrayıp da rengi atmış bir pijamayla pek de güzel bir gaspçı havası veriyordum.

"abi bu klima üflemiyor galiba" dedim. ama cevap vermedi, işine döndü. bende doğruca patitoların olduğu yere gittim. aman allahım bu ne güzellik. bissürü patito yan yana. gel de alma. hemen iki paket aldım. zaten sudan ucuz. bir de le porta almak lazımdı. gittim onu da aldım.

tam arkamı dönüp gidecekken tanıdık bir ses duydum. pek bir tanıdık. sanki bir zamanlar kulağıma "aşkım" diye yankılanan bir ses şimdi "süt de alalım. dost süt olsun" diyordu. bir zamanlar kulağıma "seni seviyorum"
diye yankılanan bir ses şimdi "yok muratbey kaşar alalım o daha ucuz" diyordu. yavaşça arkamı döndüm. patitolar ve le porta elimden yere düştü.
evet, eski sevgilimdi bu.

bir zamanlar sevdiğim kadındı. bir zamanlar elele tutuşarak mal gibi gezdiğimiz kadın. şimdi nişanlısıyla bim'e gelmiş alışveriş yapıyordu. bir zamanlar aşık olduğum kadındı bu. ve alışveriş arabasında le cola, blume, dost süt, dost peynir, muratbey kaşarları gibi birsürü ürün vardı. evet
bir zamanlar uğruna canımı verebileceğim kadındı bu.

ben şaşkınlıktan elimdekileri yere düşürünce bunlar birden irkildi ve hemen arkasını döndü. ben, beni görmesinler diye hızlıca aşağıya eğildim
ama lanet olası bim'de raf diye bir şey yok ki. tansaş olsa arkadaki adam seni göremez ama raf yerine kolilerde ürün sergileyen bim sayesinde
saklanamadım.

peki size sorarım. siz arkanızı döndüğünüzde, devekuşu gibi saklandığını sanan ama ayağında ufak numara anne terlikleriyle sıçar gibi çömelmiş ve kıç çatalı gözüken bir adam görseniz ne yaparsanız? işte onlar da öyle yaptılar. bastılar kahkahayı. yavaş ve gurur yıkılmışça ayağa kalktım. le portam manzunca yerden bana bakıyordu. ben gibi yıkılmış, öylece yatıyordu.

gözlerine baktım. le portanın değil lan, eski sevgilimin. ban baktı, mahzun bir bakış görmek isterdim ama alay ediyordu resmen. ayaklarıma
bakıyordu. anne terliği giymiş, parmakları ucundan çıkmış bir ayak. buydum işte. sen bu adamla bir zamanlar çıkmıştın. şimdiki sevgilin çok iyi
giyinmiş ama bir bak bakayım ona. bim'de bu şıklık? sence de biraz samimiyetsiz değil mi? ben en azından yakışıyorum buraya. içimden geldiği gibiyim.

böyle düşündüm ama sonra hassiktir dedim. adam kapmış kızı, ben de lavuk gibi pijamayla terlikle geziyorum. kim naapsın lan beni. "nasılsın görüşmeyeli?" dedim. "iyiyim" dedi. "ne güzel" dedim. "hıhı" dedi. gittikçe gerginleşiyordu ortam. yeni sevgilisi kıllandı mı acaba diye baktım ama "nasıl olsa bu lavuktan bir zarar gelmez" düşüncesi hasıl
olduğundan zerre sikinde değildim herifin. adam en ucuz kangal sucuğu seçmekle meşguldu.

"niye böyle olduk biz?" der gibi baktım. "ne diyorsun?" der gibi baktı bana. "niye böyle olduk diyorum?" der gibi tekrar baktım. "ne diyorsun anlamıyorum" der gibi tekrar baktı bana. "neyse siktir et" der gibi baktım. siktir etti alışverişe devam etti. bir güle güle demeden.

gözyaşlarımı saklayarak iki poşet patitoyu ve le portamı yerden aldım ve kasaya gittim. bir de blume peçete aldım yüzlük paket, gözyaşlarımı silmek
için. kasadaki görevli yine baliciymişim gibi baktı bana, "paran var mı" der gibi baktı bana, bana bakması artık kimse. al lan paranı der gibi uzattım, para üstü beklemeden çıktım ama sonra hemen geri dönüp şahsiyetsizce aldım paranın üstünü. tam çıkacakken fiş almayı unuttuğum aklıma geldi. dönüp onu da aldım. mina koyim, bir romantizm de yaşayamadık be.

eve giderken serkan geldi yavaşça yanıma. tek dostum, yoldaşım, üzgün olduğumu anlayabilen tek insan.

"abi bir şey diycem. pijamanın kıçında delik var, kıçın gözüküyor, baya bir büyük"

o günden beri evdeyim. bim'e de kapıcıyı yolluyorum.
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:33 pm

Anne Baba Sms'leri komik



3 gün boyunca eve uğramamam sonucunda annem tarafindan yollanan sms:
> "Dünyadan, kayıp uzay aracina! kayıp uzay aracı, nerdesin?"
>
> * - Anne benim param bitti, babama çaktırmadan para yollar mısın bana?
> - Annen banyoda, daha dün para yolladım, baban.
>
>* "Oğlumu kaybettim, hükümsüzdür." imza çok mühim, "annen" degil
>"annesi"...
>
> * Bir arkadaşım eski telefon kartını annesine vermiştir ve bundan
haberi
>olmayan bir diğer arkadaş bir gece geç saatte o numaraya mesaj atar :
> "Çok moralim bozuk, yalnızım, içiyorum.."
> Sorumluluk sahibi anne de bu durumu arkadaşıma diğer bir mesajla
>bildirir:
> "Ahmet diye biri mesaj atti, yalnızmış, içiyormuş. Sana neyse bu
saatte,
>zıkkım içsin!!"
>
>* Anne: bensimdiotobüsebiniyorumkapatm amgereksoforkiziyorbizial
> Kız: başüstüne alırım almasına da şu kelime aralarına boşluk yapsan,
>kelime aralarında 1e bas lütfen
> Anne: böyledahaçokseyyazıyorumamapek isatırbitinceneyapıcam
> KIz: elinin körünü yapcan anne. herife kaza yaptırıcan. gelince
>anlatırım. hadi iyi yolculuklar
>
>* Annemin ilk cep telofunun arifesindeki ilk msg'ı: "oğlum ben annen"
>
>* Arkadaş uçaktan iner, telefonunu açar annesinden mesaj: "a" sonra anne
>aranır "anne nedir o a?"
> "'Allaha emanet olun'un a'sı o.. anlamadın mı?"
>
> * Babaya msg yazma teknikleri konulu seminer verilmis, gerekli
görüldüğü
>için bir kaç kez tekrarlanmıştır. olayı kapan baba ilk hevesle tüm
msgları
>mümkün olduğunca uzun yazmak konusunda ısrarlıdır... Okula dönmek için
>otobüse binilir, "varinca msg at" der baba... sabah otobüsden inilir:
> - baba ben geldim
> - geçmis olsun, umarım yolculugun iyi geçmistir, biz de iyiyiz , sana
iyi
>günler diliyoruz, derslerinde muvaffakiyetler...
>
> * Babam: oğlum, fenerbahçe galatasaray maçında olay çıkmış oralarda
>gezinme. nerdesin?
> ben: açık tribün
> babam: iyi *** yedin. dikkatli ol.
>
> * Baba : oğlum eve gelirken 2 ekmek al, yada dur dur... alma.
>
> * Bir arkadaşımın sinema çıkışında telefonunu açmasıyla birlikte
>babasından gelen mesajda..
> -hemen telefonunu aç. yazıyordu
>
> * Anne: krmz sgn
> ben: o ne be?
> anne: ne anlamıyosun? gelirken kırmızı soğan al!
> ben: haaa!!!
>
> * nezamangeliceksingeçolduhadige lhemen
> - gelicem birazdan. 0'a basınca boşluk oluyodu hani?
> - a m a n b e
> - annegelmiyorumbenvazgeçtim .
>
> * Bir arkadaşıma annesinden gelen bir kandil tebriği:
> canım oğlum pantolonun diesel, gömlegin vakko olsun kandilin mübarek
>olsun
>
> * Haftaiçi anne arar ama barda içilmektedir, şahıs gürültülü ortamda
>telefonu açmak istemez cevapsız arama olur.
> - oğlum niye açmıyorsun merak ettik.
> - kütüphanedeyim anne çıkınca ararım.
> sonraki mesaj babadan gelir
> - yalan söyleme eşşogleşşek çık bardan dışarı ara.
>
> Bir sürü mesaj attığım annemden cevap gelmemesi üzerine aradığımdaki
>konuşma;
> - anne sms lerimi almadın mı sen
> - olum sadece adını yazmışsın.
> - ehh anne bee. yahu dedik ya oklarla ilerliycen okuycan.
> - ne oku
> - oy güzel anam oyy.

http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:33 pm

Kızları Ne Zaman Bırak Demeli



Ay bu akşam değişik birşey yapalım (Bırak)


Ay şekerim saçlarım böyle mi güzel şöyle mi güzel (Bırak)


Bazı şeyler artık bana yetmiyor (Bırak)


Annem seninle tanışmak istiyor (Bırak)


Babam seninle tanışmak istiyor (Bırak)


Kendimi asmak istiyorum (Bırak)


Bugün kendimi yorgun hissediyorum (Bırak)


Uçur beni (Bırak)


Hadi yiğidim aslanım kalem kaşlım (Hemennnnnn)


Yaa bu ay ki telefon faturamı sen ödesen (Düşünme bile)


Pelin'in erkek arkadaşının arabasını gördün mü (Neee bırak tabi)


Ben de mi o kıyafetten alsam (Koşarak uzaklaş)


Sinema mı olmaz ya günümüzü sinema ile berbat etmiyelim ama sen bilirsin (Bırak bırak bırakmakla kalma tokat at)


Kendimi bu akşam ölecekmişim gibi hissediyorum (Bırak)


Evlenirsek ben ütü ve çamaşır olayına girmem (Bırak imkanın varsa kafa at, yere düşerse tekme ile devam et)


Ayyy bu kıyafet sana hiç yakışmamışşş (Sus ve başka bir tarafa doğru ıslık çalarak yürümeye başla)


Şakaların batıyoooooooooooo (Uçan tekme at)


Diş etlerimde iltihaplanma çıktı öpüşmeyelim bir süre olur mu hayatım (Döner tekme at midesine)


Cep telefonunu çaldırır kapatırsa (Polis karakoluna yönlendir, bırak)


Hayatım ben makyajımı yapıp aşagıya ineceğim deyip 2 saat gecikiyorsa (Gözüne parmağını sok)


Burnumu biraz kaldırsam mı (Kulağını ısır)


Siz erkekler futboldan ne anlıyorsunuz (Koşarak omuz at)


Özür dilerim geciktim (Sopa varsa etrafta sopa ile kovala yoksa taş bul gerisini bırak içindeki hayvan bitirsin)


Komik ayakkabılar giyiyorsa (Ben karışmıyorum bu kısma isteyen istediğini yapsın)


Eski erkek arkadaşımla bir yemek yesem ne olur ki hem bana önemli bir şey söleyecekmiş çok merak ettim (Son sözleri mi mezartaşı için biraz uzun oldu da...)


Başkalarının hikayelerini dinleyipte siz erkekler çok hayvansınız derse (Kafa göz dal ben suçu üzerime alırım)


Evlenince ben senin ayağına basacağım (Öyle bir tokat at ki allahı şaşsın)


Ben eski hayatımda bir diktatörmüşüm biliyor musun (İstiklal marşını söylet )) ama siz şeklini biliyorsunuz kankalar)


Şu anda seninle konuşamam evde misafirler var (Dürbünlü tüfekle vur 250 metreden)


Ay sıkıldım çıkalım bu filmden (Patlamış mısırların hepsini zorla yedir)


Sevgililer gününde sana ayı alırsa (Kafaderisi kemerini süslesin veya postu şömineni)


Hayır o arkadaşınla görüşmeni istemiyorum (!!!!!!)


Ağzı açık yemek yediği zaman (Masayı fırlat sandalyeyi kır kafasında)


Alo kocacım naber (!!!! evlenmeden hele aman amannnnnnnnn. bırak bırak hatta bırakma kaç.....)


Bu listeyi istediğiniz kadar uzatabilirsiniz.... Ama en iyisi hiç başlamamak ))
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:34 pm

Tuvalet



COK UZUN SURE ARABA KULLANDIKTAN SONRA KUCUK BIR KASABADA IHTIYAC MOLASI
VERMISTIM. SIRIN SEVECEN BIRYERE BENZIYORDU DINLENME TESISININ TUVALETINE
GIRDIM. TUM TUVALETLER DOLU GIBI GORUNUYORDU SONUNDA SONLARA DOGRU BIR
TUVALET BULUP OTURMUSTUM TAM KEYIFLE TUVALETIMI YAPACAKKEN YAN TUVALETTEN
SELAM NABER DIYE BIR SES DUYDUM. TUVALETTE BOYLE KONUSMALARIN OLMAYACAGINI
DUSUNURKEN BIRDEN BIRE AGZIMDAN IYILIK SENDEN NABER LAFI CIKIVERMISTI BILE.
YANDAKI SES E NELER YAPIYOSUN DEDI BENDE DOGUYA DOGRU GIDIYORUM DEDIM BIRAZ
SASKINDIM BU TUHAF DIALOGTAN DOLAYI TAKI YANDAKI ADAMIN;

" ASKIM BEN TELEFONU KAPATIYORUM YAN TUVALETTEKI GERI ZAKALI BENIM SANA
SORDUKLARIMA CEVAP VERIYOR" DEDIGINI DUYANA KADAR..
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:34 pm

Kadınlara Ofsayt Anlatmak



Ucuzluktaki super cantayi almak icin Mango'ya girdiniz.
Sadece bir tane kalmis, o da kasanin (kale) hemen yaninda.
Ama bu cantanin tek taliplisi siz degilsiniz!
çantayi gözune kestiren diger bir musteri (rakip oyuncu) de sizin hemen yaninizda bitiveriyor.
Ikiniz de durumun farkindasiniz ve hizla kasaya (kaleye) yoneliyorsunuz.
Tam o esnada; biraz önce bluz aldiginiz kasa'da ödemeyi yaptiktan hemen sonra calan cebinizi cevaplamak icin cuzdaninizi cantaniza koymadan arkadasiniza verdiginizi ve onda unuttugunuzu fark ediyorsunuz.
Bir yandan kasaya dogru kosarken diger yandan da elinizi havaya kaldirarak arkanizda kalan arkadasinizdan cuzdani (topu) istiyorsunuz.
öyle bir durumdasiniz ki, rakibinizin gerisinde kalirsaniz kasaya daha uzak kalacaginiz icin avantajinizi kaybedeceksiniz ama eger arkaya gecmezsiniz arkadasinizdan uzak kaliyorsunuz ve arkadasiniz da o kalabalikta size cuzdaninizi firlatamiyor, hersey bir an meselesi.
Bu durumda yapmaniz gereken rakibinizin arkasina gecip cuzdani (topu) almaniz ve cuzdani ele gecirdikten sonra rakibinizi gecmeye calismaniz.
Iste ofsayt bu.
Top sana atildigi anda kaleye rakibinden daha yakin olamazsin.

http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:34 pm

GÜLME KRİZİNE GİRMEK İSTİYORSANIZ OKUYABİLİRİNİZ




Bir arkadaştan gelen mail, aynel vaki yaşanmış bir hadise, gülmemek için kendinizi çoook zor tutacaksınız

***
Bir dönem bir genel müdür yardımcılığı yapmış birisi anlatıyor:

"Sene 1965. Bir genel müdürlükte özel kalem müdürü yardımcısıyım.. Bayrama 10 gün var.. Benim müdür hastalandı.. Ben ise işe gireli 2 hafta olmus, olmamış.

Genel Müdür bey beni çağırttı:
- Tebrik kartları hazır mı?.. Şaşırdım:
- Anlamadım! Hangi kartlar efendim?

- Aman evladim, Şükrü Bey sana söylemedi mi? Bayram geldi, tebrik kartları şimdiye kadar hazır olmalıydı.. Tüh tüh.. Eyvah...

- Çabuk hemen hazırlayıverin.
- Emredersiniz efendim! dedim. Ancak sabaha kadar 3 bin kartı nasıl yazacağım?

Genel müdür bey, bütün kartları çini mürekkebiyle ve en güzel yazımla yazmamı istedi. 3 bin karttan 2 bin tanesini kendisinden makamca alt'takilere şu sekilde yazacaktım:

"Bayramını kutlar, gözlerinden öperim"

1.000 tanesi de üst makamdakilere olacaktı ve onlarda da şu ifade yer alacaktı:
"Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim." Sabaha kadar 3 bin kart, düşünebiliyor musunuz?!?..

Ne yapalım? Çaresiz mecburen kolları sıvadım ve başladım öncelikli 2000 karta:


"Bayramını kutlar, gözlerinden öperim",
"Bayramını kutlar, gözlerinden öperim",
"Bayramını kutlar, gözlerinden öperim"
...

1, 5, 10, 18, 28, 58, 108, 188, 558.. Yazıyorum, yazıyorum bitmiyor!.. Nasıl sıkıntı bastı bir bilseniz!... 738, 918..

2,5 paket Samsun'u bu arada bitirmişim. Öyle işkence çekiyorum ki, ekmek parası olmasa bırakıp kaçacağım. Sıra 2000. karta geldiğinde şafak söküyordu. Ben de bitmişim ama önümde hala yığınla kart duruyor!

Şimdi de 1.000 tane de üst makamlara yazılması gerekenler var. 4. Paket sigarayla birlikte "Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim"e başladım..

Boyuna yazıyorum, göz kapaklarim iyice ağırlaştı, takoz koysam gene de kapanacak.

209, 529, 689.. Yaz babam yaz.. Ama artık kalemi parmaklarımın arasında tutamaz oldum. Ben kaleme değil, kalem bana hakim:

"Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim."
"Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim."
"Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim."
...

Ve bir müddet sonra gerisini nasıl yazmışım hiç hatırlamıyorum:

"Niyaz ederim başarılı günler sizinle eşinizin bayramını kutlarken.."

"Kutlarken eşinizin bayramını saygıyla sıhhatli günler diler Niyazi ile beraber ederim.."

“Sizin, niyazi ile eşiniz birlikte bayramınızı sıhhat dilerim, tebrikle beraber.”

"Niyazi ile birlikte sizin ve eşinizin bayramını kutlarken ayrıca sıhhatle ederim.."

"Önce bayramınızı başarılı eder, sonra eşinizle Niyazi'ye tebrikli günler dilerim.."

"Sizin de eşinizin de Niyazi'nin de bayramını saygıyla eder, sıhhatli tebrik dilerim.."

“Bayramınız niyazi ile sıhhat bulsun, eşiniz ile birlikte tebrik olsun”

"Sıhhatli eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, Niyazi'ye başarılar diler aynı zamanda ederim.."

"Bayramınıza etmeden önce eşinizi saygıyla kutlar Niyazi'nin gözlerinden öperim.."

"Sizin de, eşinizin de, Niyazi'nin de, bayramini da, tatilini de, gemlisini de, geçmisini de bayramını beklerim.. Saygiyla tebrik ederken.."

"Önce niyazi bayramı tebrik etsin, yok öyle yağma, ben size ve eşinize sıhhat dilerim sonra"

“Bayram günü eşiniz ve niyaziye dikkat edin, size de daha bayram gelebilir.”

“Niyazi bey bayram günü eşiniz ile birlikte sizi sıhhat ile tebrik etsin”

“Tebrik ederim niyaziyi, eşiniz ile birlikte sizin bayram sabahı sıhhatinizi dilemiş”

Sabah tam mesai saatinde, gözlerim kan çanağı bir halde kartları yetiştirdim.. Genel müdür bir-ikisine şöyle bir baktı: "Aferin" dedi.

"Güzel yazmışsın. Hemen postalayın!" Bizde HEMEN POSTALADIK!..

3 gün sonra da önce bizim genel müdürü, sonra da tahmin ettiğiniz gibi bendenizi postaladılar!..

***
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:34 pm

Sans

Adam elindeki son 500 dolarla kumar oynamaya karar verir ve Las Vegas'ın yolunu tutar. Ve inanılmaz bir talih, tam 3 milyon dolar kazanır. Hemen otel yönetiminin kendisine tahsis ettiği kral dairesine çıkar ve karısına telefon eder:
"Hayatim, evde misin?"
"Evet kocacığım."
"İyi. Hemen hazırlan o zaman. Çabuk bavulunu hazırla. Kumarhanede tam 3 milyon dolar kazandım."

Kadın sevinç dolu bir çığlık atar "Ay harikasın!! Hemen hazırlanıyorum. Peki ama nereye?? Paris? Karayipler? Acapulco? Guney Amerika?"
Adam cevap verir: "Orası çok umurumda değil. Sadece eve döndüğümde çoktan gitmiş ol."
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:35 pm

Yumurta

İskoçyalı'nın tavuğu İngiliz'in bahçesine yumurtlamış. Biri:

"Tavuk benim, yumurta da benimdir" diyor.

Diğeri:

"Benim bahçem, dolayısı ile yumurta da benimdir." En sonunda İskoç:

"Bu böyle sürer gider. En iyisi birbirimize birer tekme atalım. Yerde en kısa süre kalan yumurtayı alsın" der. İngiliz de kabul eder. İskoç'un önce tekme atmasına karar verirler. İskoç en ağır postallarını giyip gelir.

İyice bir abanıp İngiliz'in bacaklarının arasına bir tekme atar. İngiliz yerden yarım saat sonra ancak kalkabilir. İngiliz tam tekmeyi atmak için hazırlanacakken, İskoç yumurtayı uzatır:

"Al senin olsun, bir yumurta için değmez."
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:35 pm

Deney

Bilim adamları 3 fare üstünde 3 ülkenin içkilerinin etkisini test ediyorlarmış. Fransız şarabı, İngiliz viskisi ve Türk rakısı.

Fransız şarabını içen 1nci fare küt diye düşüp bayılmış.

İngiliz viskisini içen 2nci fare de küt diye düşüp bayılmış.

Sonuncu fareye Türk rakısı içirmişler, fare biraz sallandıktan sonra dile gelip haykırmış:

"Heeeyt, getirin ulan o kediyi!"
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:35 pm

Bijon

Arabanın lastiği tam akıl hastanesinin önünde patlar. Adam arabayı kenara zor yanaştırır.
Hemen dışarı çıkar. Kriko, stepne, bijon anahtarı derken tekeri söker. Tam söktüğü anda 4 adet bijon, yuvarlanıp yağmur mazgalına düşer. Mazgal açılır gibi değil, bijonlara ulaşmak mümkün değil. Adam bir sağına bakar, bir soluna bakar, çaresiz kaldırıma çöker.

Olayı en başından beri akıl hastanesinin demir parmaklıklı penceresinden izleyen bir akıl hastası adama seslenir:

"Sen ne yapıyorsun orada öyle?"

"Sorma birader, lastik patladı ve değiştirirken bijonları mazgala düşürdüm."

"Düşündüğün şeye bak! Diğer lastiklerden birer tane bijon çıkar. Hepsi 3 bijonlu olsun ziyanı yok seni lastikçiye kadar idare eder."

Adam hemen denileni yapar ve akıl hastanesindeki deliye seslenir:

"Senin ne işin var allah aşkına tımarhanede?"

"Sor mu bu şimdi? Biz burada delilikten yatıyoruz kardeşim, salaklıktan değil."
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv - Sayfa 3 Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv - Sayfa 3 EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:36 pm

Soygun

Banka soyguncusu, soygun sırasında aldığı rehineleri sıraya sokup birinci rehineye sormuş:

"Beni bankayı soyarken gördün mü?"

"E-Evet..." demiş rehine titreyerek.

"Dannn!!!" diye bir el ateş ve rehine ölmüş.

"Sen!" demiş ikinci rehineye, "Sen beni banka soyarken gördün mü?"

"Hayır..." demiş rehine yanındaki kısa boylu kadını işaret ederek,

"Ama karım gördü!"
http://mt2forum.com

hikayeler arşiv

ChatBox!ChatBox!
Sayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4  Sonraki
Mesaj yazmadan önce Forum Kuralları'nı okumayı unutmayın! Teşekkürler.


Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Eğlence ve Korku Dünyası :: Komik :: Komik hikayeler ve fıkralar,-


kişi bu konuyu beğendi...

~Volfurem Forum/Volfurem.com~