AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

Forum'u bir süreliğine veya tamamen kapattım.
Görüşmek üzere!
Daha çok detay için,lütfen bu forumun yöneticisini arayın.
Forum'u bir süreliğine veya tamamen kapattım.
Görüşmek üzere!
Daha çok detay için,lütfen bu forumun yöneticisini arayın.


 
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
FZ Style
50 Adet Style
2 Adet Güzel Texture(:
Güzel Textureler
Texture serisi 2 :)
Oracle'dan 3000$ odullu yarisma!!!
Çok hoş Textureler. =)
Base ->>> Texture
Hoş Textureler (:
''Çok Güzel İşinize Yarayacak Textureler''
C.tesi Ara. 20, 2014 11:53 am
C.tesi Ara. 20, 2014 11:48 am
Cuma Tem. 25, 2014 3:24 pm
Cuma Tem. 25, 2014 3:24 pm
Cuma Tem. 25, 2014 3:23 pm
Cuma Mart 22, 2013 9:35 pm
Paz Mart 10, 2013 8:39 am
Salı Mart 05, 2013 9:34 am
Salı Mart 05, 2013 9:33 am
Salı Mart 05, 2013 9:09 am











•Şu an ''hikayeler arşiv'' konusunu incelemektesiniz.


Volfurem Forum'daki "hikayeler arşiv" konusunu beğendin mi ? Paylaş.

FacebookTwitterEmailWindows LiveTechnoratiDeliciousDiggStumbleponMyspaceLikedin

• Reklam Alanımız:
Paylaş|

hikayeler arşiv

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Sayfaya git : 1, 2, 3, 4  Sonraki
YazarMesaj
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv Vide
MesajKonu: hikayeler arşiv hikayeler arşiv EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:00 pm

parmaklık yok

birgün iki deli kaçmaya karar verir. bir deli sen git.parmaklıklara bak.bakalım eğer aşağıdaysa üstten kaçarız yukarıdaysa alttan. der ve deli bakar. bir süre sonra gelir ve derki malesef dostum kaçamıycaz. diğeri neden diye sorar. diğeri çünkü parmaklık yok.


En son Salvador tarafından Cuma Ocak 27, 2012 5:01 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:00 pm

LİSELİ KIZ

Yavaş yavaş tırmanıyordu merdivenleri.Birazdan sağa dönüp sınıfa girecekti.Anlamsız bir güne daha başlıyordu.Kapıdan seyredildi bir sürü liseli.Sınıf aynı sınıf,sıralar aynı sıralar.Değişecek bir şey vardı,o da LİSELİ KIZ'ın ümitleri!!!Bir kaç gün öncesi saklandı gözlerine.Her zaman ki igbi camdan bakıyordu,okulun kapısının çiftlerini ezberlemişti,ne olmuştuda gelmemişti SEVDİĞİ.Oysa her zaman ki gibi söz vermişti.Çıkış zili çaldığında son kez baktı kapıya ama boşunaydı gelmemişti .Her zaman ki gibi neşesinden uzaktı.Ağır ağır inmişti merdivenleri belki işi çıkmıştı,belki geç kalmıştı tesellilerle kendini avuturken mahalleye gelmişti...Fakat o da ne!!!Neydi bu sevdiğinin kapısının önünde ki kalabalık...!!!Neden ağlıyordu herkes bi anlam veremiyordu LİSELİ KIZ...Dayanamadı yolda ağlayan bir çocuğa sordu...Birden elinde ki kitapları yere düştü...Gözleri kararıyordu,bir ağaç fidanı gibi yere yığıldı kaldıkaldı LİSELİ KIZ...Konuşmak istiyordu,birden hıçkırıklarla ağlamaya başladı...Kimse anlam veremiyordu neden ağladığına...SEVDİĞİNE AĞLIYORDU LİSELİ KIZ...Genç yaşta toprak olan sevdiğine ağlıyordu.Sonra okula geldi,sınıf aynı sınıf,sıralar aynı sıralar...Geçti oturdu camın kenarındaki yerine...!!!!O DA NE!!!!SEVDİĞİ KAPIDAYDI VE EL SALLIYORDU...HIZLA KALKTI KIRILAN CAMIN SESİNİ DUYMADI BİLE ,HIZLA BIRAKTI KENDİNİ BOŞLUĞA...Sınıf arkadaşlarıtoplanmıştı başına ağlıyordu.!!!!O İSE CAM KIRIKLARIYLA KANLAR ARASINDA GÜLÜMSÜYORDU!!!!KIRMIZI GELİNLİĞİ GİYMİŞ OKUL KAPISINDA SEVDİĞİYLE''ELELE DURUYORDU LİSELİ KIZZ''!!!!!!Gencecik yaşalrında toprak olan iki sevgilinin gerçek olmuş yaşanmış hikayesidir........
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:01 pm

KAYBETTİM

insanların yaşadıkları onlara değişik düşünme yeteneği kazandırır inşallah sizde yaşadığınız olaylardan kendinize ders çıkarmış dünyanın çocuğunuz etrafında döndüğünü anlamışsınızdır LÜTFEN BİTİRENE KADAR OKUYUN
insanın cenneti de cehennemide yaşadığı hayattır der büyüklerimiz yani reankarnasyon'a(yeniden doğum) inanmak insan bu hayta işlediği günahları diğer hayatında çeker ama insanın günahı az ise iyi insan zararsız bi insansa erken ölür erken ve acılar içinde kıvranarak eskiler bunuda allah sevdiği kulun günahlarını yaşadıgı hayatta çektirip ondan sonra ruhuna başka cennette gibi bi hayat nasib eder derler.
yaşamak yaşatmak zor

bende size kendi yaşadığımı anlatacağım
07 01 2003 tarihinde ilk defa hoşlandığım bir insanla uzun uğraşlar sonucu evlilik amaçlı çıktım ogün beni niye daha önce kabul etmediğini sordum ve aldığım cevap hiç şaşıtrmadı ben bir arap alevisiyim
sebep bu imiş. Alevileri dinlerini sakladıkları için tanımıyor hatta dinsiz sanıyormuş sonradan kuran'ı kerim ve bazı duaları okuyarak onu müslüman olduğumuza ikna ettim
o günden itibaren arkadaş olduk birbirimizi tanımakiçin bu 6 ay kadar sürdü 05 05 03 tarihinde istemeye gittik ben adanada eşimin ailesi ise feke çesinde oturmakta bizi hoş karşıladılar fakat alevi olmamızdan dolayı çekiniyorlardı allahın emriyle istedik fakat bu safaya gelene kadar yaşadıklarımız son derece zor ve bir okadar da güzeldi ki ben ona oda ban karşı sonderece sayğılı ve sevği dolu idik
babası bişeylerden bahsetmeden allahın emri dediniz kızımı istediniz kızım ne derse onu abisine söylerim benim açımdan sorum yok dedi ve abiside bacıma güvenim sonsuz diyerek verdi.06 06 2003 tarihinde ben sözkesimini yapıp bizde ön nikah yani eşimle nişanlılık dönemindeki buluşmalarımızın haram olmamasını önlemek için kıyıldı bu arada nişanlım ve ben aynı fabrikada işçi olarak çalışıyoruz biz hiçkimseden bişey beklemiyecez diye anlaşmıştık benim bi evim var oda banabir yatak bide tencere yeter demişti çok mutlu huzurlu bir birliktelik geçirriyorduk onun adanada bekar kalması da bizim için bulunmaz bi niymetti nişanlım ilk okuldan sonra elazığ anadolu textil isesini kazanmış liseyi bitirdikten sonrada fabrikada işe beşlamiış olan biri yani 13 sene kimseyle bişey paylaşmamış aile sevgisi görmemiş bir insan sevilmemiş güven duymamış korku için de yaşamış tahmin edebilirsin bir anda böyle bi sevgi bulunca afalladı günlerimiz sürekli beraber geçiyordu 28 09 2003 tarihinde evlen dik ki resmi nikahımız dahi yooktu eşim evlenmeden önce bana benim hiç çeyizim yok demişti o zaman biraz anlamıştım ailesinin kendisini unuttuğunu sezinlemiştim hiç yüzüne vurmadım ama ban zor geliyordu emineye 400 milyon gönderip kızım çeyizinin tüm eksiklerini alırsın dediler hatta düğün için de biz oralara gelemek sen kınanı burda yap düğünü orda yaparsınız demişlerdi yani kızlarının düğününe bile gelmek istememişlerdi abisi bize manevi daha sonrada maddi konuda biçok destek verdi benim evim kirada olduğu için yatak odasını kendisinin oturduğu kiralık eve götürdük ailemin karataştaki evinde balayımızı yapıp döndük herşey çok güzel tam 3 ay geçirdik sonra fabrikanın kapanacağı haberi geldi 02 02 04 tarihinde eşimin işine son verildi o günden 3 ay sonrada benim borçlar la beraber iki işsiz fakat bnirgünden birgüne bana niye bizim paramız yok demedi haziranın sonundada kendi evimeize geçtik çok mutlu ama parasız bi hayat yaşıyorduk benim ailem olabildiği kadar yardım ediyor desteklerini ve ilgilerini hiç ekik etmiyor onun ailesi biz aramazsak aramıyor du bile sonra bi iş yeri sözkonusu oldu 11 milyarliraya anlaştık yanlız paranın bi kısmını abisi peşinat olarak verecek bizde diğer kısmını taksitli bişekilde ödeyecektik bu aradada aldığı çeyizlerin parasını da dayıma babam ödüyordu düğünde takılanların bi kısmını o yokluk döneminde harcamıştık setine de mal alıp işimizin başına gittik eşim de bende çalışıyor sürekli beraber geziyoprduk annemler de yiyor bazan onlarda kalıyorduk eşim bizim aile bağlarımıza hayran kalmıştı babamı benden bile fazla seviyordu diyebilirim evliliğimizin 2. yılının orrtalarında bana bi evlat verdi 02 08 2005 mustafa demirim ismişni anası koydu hatta ben deniz demir koymadım diye de sana bir tanede deniz doğuracam diyerek ağlamıştı. fakat eminenin doğumuna annesi gelmeyi bırak bir hafta aramadı bile benim açımdan sorun yoktu ama emine içten içe kendini yiyordu sonraolacak gibi dil dedim küçük kız kardeşini çağırdım fakat onun da 1 ve 2,5 yaşında iki çocuğu var o emineye bakacağına emine onlarla uğraşmak zorunda kaldı geri gönderdim fakat eşim içine çok fazla dert etmişti beni üzmemek için de ban hiç bişey belli etmiyordu benim açımdan çok mutluyduk para harici hiç bi sıkıntımız yok tu allaha çok şükür oğlum 8 aylık olunca eşimin göğüs bölgesinde ufak tefek ağrıları başladı
doktor filmini çekçemizi sonrada hastaneye yatmamızı önerdi ogün de hastaneye yattık veverem den şüphelenildi akciğerleri su toplamıştı balcalıyı hiç istemiyordu bu neden le babama bağlı olan ssk hastanesine yattık 03 04 06 3. günden itibaren sonderece şiddetli ağrılar başladı bu arada tahliller sürekli sonuçsuz kalıyordu 20 gün pilevral sıvı MALİN epiteryal tümör daha sonrada eşime ac ca akciger kanseri teşhisi kondu araştırmadığımız hastane kalmadı eşime hiç bişey söylememiştim babam perişan olmuştu tüm her şey yoluna girmişken bir anfa böyle olamsı herkeşi şaşıtmıştı çünkü ailemde herkes onu oda herkesi çok sevmişti teşhis sonrasın da abisine benim işyerine gitmek zorunda olduğumu gündüzleri yanın da birinin kalması gerektiğini söyledim hemen geldi artık sadece akşam ve geceleri yanın da kalabiliyordum abiside gündüzleri ben gelene kadar yanında kalıyor du bu arada annesi ve babası hiç hastaneye gelmemişti benim zorumla geldiler babam babasına durumu anlattı 01 05 06 tarihin de balcalı tıp fakültesine sevk olduk balcalı sürekli olarak parça alıyor sıvı boşaltıyor fakat eminen
in acılarını hiç bi şekilde dindiremiyordu hani tv de bazan çıkar şu türbede şunu yaparsan istediğin gerçekleşir diye ben onlara salak derdim küçümserdim keşke salak olsalardı çaresizmişler öğren dim eşim canım kadar sevdiğim insan çok ciddi bir hastalıktan dolayı çokkötü acılar çekerek eriyip gidiyor ve benim elimden bişey gelmiyor annem oğlumu alı bazan hastaneye getiriyor emine biraz iyi hissederse aşağıda gösteriyoruz daha sonra yayılma başladı fiziki olarak vicudu hepten su topladı yürümekte tuvaletini yapmakta dahi zorlanıyordu diren takıldı sonda takıldı daha neler kemoterapi ye başlanacağı söylen di 02 06 06 10,00 da başlandı ve aynı gün ilaç ters tepip böbreklerini vurdu aynı gün akşam diyalize başladık ve eşimin yoğun bakıma kaldırdık o andan itibaren karım her saat bir yaş yaşlandı ömrünün 13 yılını yalnız sevgisiz geçirmiiş bir insan sevgiyi bulup mutlu olup yanlızlıktan kurtulmuşken o yoğunbakımda tekrar yalnız kaldı o gün annesi ve baba sı görmeye geldiler çok mutlu olmuştu yanına çok seyrek çıkabiliyorduk her çıktığımızda daha kötü idi c tesi ve pazar böyle geçti pazartesi akşan işdönüşü yanına çıktım o gün eski arkadaşlar ailem herkes gelmiş akşam bana beni burdan çıkar YOĞUN BAKIMA GİRDİĞİMİZ ABDAN İTİBAREN BENİ BURDAN ÇIKAR YANLIZ KALAM KALAMAM DİYORDU ZATEN bunlar beni öldürecek fakat ölüm başlamıştı bile makine sayesin de nefes alabiliyor du bana cem dedi ben dedi bidaha oğlumu göremiyecem dimi ona iyi bak seni çok seviyorum aileni herkesi saydı sonra beni burdan çıkar dedi kızdım saçmalama daha senne ne hayellerimiz var dedim sen benimsin seni kimseyle paylaşamam dedi altını temizledim o arada gözüme bakıp beni burdan çıkar ben karataşa gitmek istiyorum oğlumun babanın yanında kallak istiyorum demişti gözlerine baktığımda ölümü ilk defa bu kadar iyi hissettiğini anladı gece tekrar yanına gittim baktım ellerinden bağlamışlar öylece oturuyor cem dedi beni dövdüler beni burdan çıkar ben çıldırmıştım ellerini çözdüm çıplak tı bişeyler giydirdim tamam canın doktorla görüşeyim dedim huzula beklemeye başladı 45 dakika kadar konuştuk dr ile sabahı çıkarmıyacağını biliyordum ve elim den bişey gelmiyordu tekrar yanına döndüm hayatım yarın makine ile seni çıkartmaya çalışacam dedim hemen çıkar deddi bi uyku ilacı verdirdim sürekli olarak kalkmaya kendini aşağı atmaya çalışıyordu hemşire tekrar çıkmamı işaretetti canım ben çıkacam dedim tekrar helecek dedim bana ilk defa defol dedi hayatım 1 saat sonra gelecem dedim yarın senden boşanacam dedi beni çıkart hem diye tekrarladı hayatım şu an çıkarttamam ölürsün dedim beni burda öldürecekler zaten dedi ve tekrarladı yapamam deyince de defol abimi çağır bana dedi seni seviyorum deyip anlından biöpücük almaya çalıştım vermedi indim büyük abisine seni çağırıyor dedim ben çıkamam cem dayanamam dedi ben çıkarken ilacın etkisi ile uyur gibi idi sabah 5,45 civarı tekrar yukarı çıkmak istedim 6 yakadar bekle dediler zile bastım hasta bakıcı bana bi dakika diye işater etti bekledim ne kadar beklediğimi bilmiyorum dokdor beni karşıladı metin ol dedi sakin oldedi öldümü dedim dahadil ama bilinçsiz dedi yanına gittim gözleri kaymış nefes alması durmuş sadece kalbi atıyorduyirmi
dakika kada r elini tuttum öptüm okşadım dua ettim af diledim ama ölmüştü hayatındaki yanlızlığı gibi yine yalnız ölmüştü hiç sevmedighi yanlızlık bu sefer kocasınnın yüzün den başına gelmişti bana son sözü defol abimim gönder bana olmuştu hasta bakıcı bana gece bi ara uyan dı seni sordu geldi SEN uyuyunca gitti dedik dedi daha sonra da ben zili çaldığımda nabzı düşmüş uyanıp nefesim kesiliyor ce demiş adımı bile tamamlayamamış başı düşmüş şimdi yalnız 2 mt. toprak altında anne babası olum biz oralara gelemek siz cenazesini buraya ileti verin dediler canıma hayatıma canlıyken sahip çıktılar da ölüsünü istiyorlar yok dedim karataş a defnettim hani özlem zaamnla azalır derler ya inanma gergün biraz daha artıyor şimdi karım yok sevgisi içimde perişan ediyor evimi satlığa çıkardım giremiyorum her yere resmini koydum hiç aklımdan çıkmıyor anem babam benim bu halime kahroluyor dün önceki gün 16 7 06 kırk mevlüdünü yaptım merak etme canım oğluna ii bakacam seni hiç unutmayacam canımdın bitanemdin seni çok özledim beni affet seni yanlız bıraktığım için
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:02 pm

hasretliyin üstüne birde sehiiiiit

herseyi bile bile basladik bu yola ben almanyadan zehra tr benim askim yani anlicaniz biz ayriyiz cogu kez ayrilmaya kalksitik bu hasretlikden dolayi ama olmadi ayrilamadik sevgimizin yüceliyi iste ayirmadi bizi hatta daha cok birbirimize bagladi cok seviyorduk birbirimizi 2 yil da 6-7 ker onun icin tr ye gittim görüsebilmek icin hersey yolundaydi cok iyiydi msn de olsun yazisiyorduk oda yetiyordu bize baska ne yapabilirdik ki bunlarla avunmak zorundayiz hep kendimizi avuturduk hasretlik sevgiyi güclendirir diye offfff ayriligin üstüne bir ayrilik daha askere gidiyor canimin ici onu yolcu bile edemedim msn ye geldi ve sacmalamaya basladi birgün vatan ugruna sehit olursam bitanem sakin aglama ki düsmanlar gülmesin bebeyim dedi ve son sözü bu oldu cikti askerde arada ariyordu beni 6´ayi atlatik ama birde bana sorun 6 yil gibi gelmisti 7 ay olacakti ama olmadiiiiiii haber geldi o artik sehit hakkaride gitti askerim gitti biricik askim ona aldigim kolye ikimizin bas harfi vardi onu cikarmicana söz verdi ve kimse cikartamadi cikarmadi eger bana birsey olursa sen cikar demisti kolyesini tutarak simsiki ölmüs kimse ayiramamis tr gittim onu gördüm almaya calistim ve yavasca birakti suan agliyorum oani gene yasadim kolye suan boynumda aradan 2 yil gecti ama acisi gitmiyor unutamadim seni askim bitanem hani birakmiaktin beni hani ellerimiz ayrilmicakti hiccccccccccccccc !!!!!!!!
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:02 pm

ACI HAYAT

HİKAYEME nasıl başlayacagımı bilmiyorum ama bir yerden girelim adım kandemir sevgili okurlarım şu anda ben 26 yaşında bir gencim başımdan geçen olay ise şöyle 18 yaşındayken bir kızı sevdim aşkımıza hiç ama hiç aman vermedim sevgisine ölesiye itaat ettim yeminimiz vardı ömür boyu beraber olacagız diye ama ne varki herşey ogüne kadar sürdü işteyim arkadaşım temel in beni aramasıyla beynimde bir uyuşma hisettim yıkıldım
sevdigim kız trafik kazazı geçirdi kader aglarını çoooktan örmüştü ogünden beri kendimi toparlayamadım hala berdoş biriyim onun hakkında yazdıgım şiiri siz sevgili okurlarla paylaşmak istiyorum
ACI HAYAT
SENİ BÖYLE SEVERKEN TOPRAKMI OLACAKTIN
OOO BEMBEYAZ TENİNİ KEFENMİ SARACAKTI
SÖYLESENE SEVDİĞİM BÖYLE Mİ OLACAKTI
BU EN GÜZEL ÇAĞDA SONMU BULACAKTI
HANİ EVLENECEKTİK HAYYALERİMİZ VARDI
ACI HABERİNLE CİĞERİM YANDI
SENİ BENDEN KARA TOPRAK ÖNCEMİ ALDI
DAĞ GİBİYDİM YIKILDIM
GÖNÜL OCAĞIM SÖNDÜ
TİTREDİ YÜREĞİM O MAHSUN BAKIŞINLA
SONNNN NEFESİNDE BİLE OLAMADIM YANINDA
ŞARKIMIZI YAZDIRDIM MEZAR TAŞINA
SANA DEYİL BİR TANEM BENİM İSYANIM
KADERE ŞANSIMA KARA BAHTIMA
GELİNLİK YERİNE KEFENMİ GİYECEKTİN
EVİNİN YERİNE KABREMİ GİRECEKTİN
ALKANLAR İÇİNDE CANINI VERDİN
AZRAİLEEEEEE
AŞKINI DÜNYANI NASILDA VERDİN
ÇARESİZLİK İÇİNDE BOYNUM BÜKÜLDÜ İNAN
DEDİM OOOOOOOO ÖLEMEZZZZZZZZ
TÜM SÖZLERİNİZ YALANNNNN
DEDİLERKİ ÜZÜLME ÖLÜM ALAHIN EMRİ
AKITIĞIN GÖZ YAŞI ONO GETİRMEZ GERİ


İŞTE BÖYLE SEVGİLİ OKURLAR
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:03 pm

Tembellik Yasası

Madde 1 : İnsanlar yorgun doğar dinlenmek için yaşar.
Madde 2 : Çalışmak yorar.
Madde 3 : Gündüz dinlen ki gece rahat edesin.
Madde 4 : Yatağını kendini sevdiğin gibi sev, içinden çıkamayacağın gibi yap.
Madde 5 : Yarın yapabileceğin işi bugün yapma.
Madde 6 : Bugünün işini yarına bırakma, erteleyebileceğin kadar ertele.
Madde 7 : Dinlenen birini görünce otur ona yardım et.
Madde 8 : Oturmak mümkünse ayakta durma, yatmak mümkünse oturma.
Madde 9 : Tembellikten kimse ölmemiş
Madde 10 : Çalışma isteği duyunca biryere otur isteğin geçmesini bekle.
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:03 pm

Komik Adam: Ava Gidiyor

Komik adam bir gün arkadaşıyla ava gitmiş. Ormanda yürürken, karabatak mı avlayalım, çulluk mu, yoksa karga mı, diyerek tartışmaya başlamışlar. Arkadaşı karga avında çok ısrar ediyormuş:
“ Bak komik, bütün iş ormanda bir çınar bulmakta. Çınarı bulduk mu, üstünde karga pek çoktur. Tüfek patladı mıydı vurulan kargayı pişirip yeriz. “
“ Yazık sana, karga eti yenir mi? “ demiş komik adam.
“ Yenir. Geçen hafta avda yalnızdım. Karga avlayıp, pişirip yedim. Et işte, hep bildiğimiz et. “
“ Yapma ya, tadı lezzetli miydi bari? “
“ Güzel yeniyordu ama tadı biraz acıydı. Üstüne acı biber dökülmüş bıldırcın eti gibi yani. “
“ Desene az sonra acı biberli bıldırcın eti yiyeceğiz. Bir karga vurabilsem…“
Komik adamla arkadaşı daha sonra ilerde birkaç tane çınar ağacı görmüşler. Kargalara tuzak olsun diye ayrılmışlar ve ikisi iki koldan, eller tetikte sessizce ilerlemişler. Arkadaşı muziplik olsun diye komik adama görünmeden çınar ağaçlarından birine çıkıp gak gak diye karga gibi ötmüş. Çınarın üst dallarındaki arkadaşını karga zanneden komik adam arkadaşını tek atışta vurmuş.
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:03 pm

Komik Adam: Azerbaycan'da

Komik adam Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye gitmiş. Bakü, Hazar Denizi kıyısında bir liman şehriymiş. Yolları temiz, bakımlı, insanları nazik, güler yüzlü. İnsanın yüzüne gülüyorlarmış ama art niyetsiz, saf bir gülüş bu, kötülük taşımayan. Komik adam, bu Azerileri çok sevmiş. Onların oynadıkları Kafkas Oyunları’nı seyretmiş. Bakü’de çok petrol çıkarılıyormuş. Her yer petrol çıkarma istasyonuyla doluymuş. Komik adam daha sonra bir kayık kiralayıp, şöyle bir gezeyim demiş. Yanında bir de oltası varmış, belki biraz hamsi tutarım diye düşünmüş. Birkaç kayıkçı, aman kayıkla gezme 40 metrelik Hazar Denizi yılanı seni yutar, demişler. Sadece bir kayıkçı, yok be yılan, sen kiralamak kayık, gezmek denizde diyormuş. Yahudi miymiş, neymiş. Bir saatlik kiralama 500 milyon demiş. Sanki kayığı satacakmış. Komik adamın eli çok sıkıymış. Yahudi’yle bir pazarlık, bir pazarlık; 10 milyona kiralamış kayığı, paranın yarısını peşin vermiş. Kayığa binmiş, başlamış kürek çekmeye. Bakü gittikçe küçülmüş ve sonunda görünmez olmuş

Komik adam fikir değiştirip hamsi tutmaktan vazgeçmiş ve yılanı tutmaya karar vermiş. Yanında oltası, dürbünü ve elma soymak için kullandığı bir çakısı varmış. Dürbünle bakarken çok uzakta bakmış canavar yılan sarılmış yolcu gemisine sallıyor ve düşen insanları yutuyormuş. Komik adam hızla kürek çekmiş oraya doğru. Canavar yılan bir kuyruk vurmuş kayığa kayık bir yana uçmuş, komik bir yana. Canavar yılanın kocaman dikenli sırtına tutunmuş. Komik adam yılanın kulağına tırmanıp içeri yeh huu diye bir bağırmış, yılanın kulağı çınlayınca kafasını silkelemiş ve komik adam denize düşmüş. Canavar yılan gemiyi sallamayı, insanları yutmayı bırakıp, Hazar Denizi’nin derinliklerine dalıp gözden kaybolmuş. Daha sonra komik adamı gemidekiler kurtarmış ve gemi başka olay olmadan Bakü’ye varmış. Azeriler, gemidekileri kurtardığı için komik adama bir ziyafet çekip, madalya vermişler.
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:04 pm

Herkül

Bir varmış bir yokmuş bir kral varmış bu kralın 2 tane çocuğu olmasını istermiş bir gün çocukları olmuş.Bir adam onların evine gidip onlara bir cocuk sizin deil diyip gitmiş. Henüz daha çocukları olmamıştı.Ve o adam geri dömüp tekrardan şöyle demiş. İlk doğan cocuk sizin deildir.Ve kadın 2 tane çocok doğurmuş.Ebelere bunların hangisi önce doğdudemiş . -ebeler 2 kiside öyle hızlı doğduki hangisinin önce doğdunu görmedik...
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:04 pm

Komik Adam: Uludağ'da

Komik adam gençliğinde yılbaşı için Uludağ’a gitmiş. Hemen otele yerleşmiş ve akşam yemeği yiyip yatmış. Sabah olunca kahvaltısını yapıp tulumunu ve kar ayakkabılarını giyip gezintiye çıkmış. Ormana girmiş, ormanda ilerlerken önüne aniden uzun yeleli bir aslan çıkmış. Komik adam ilk şaşkınlığı geçtikten sonra geri dönüp kaçmaya başlamış. Bir ara ağaca çıkmış ama aslan da ağaca çıkmış. Bunun üzerine ağaçtan yere atlamış ve kaçmaya devam etmiş. Sonunda güç bela oteller bölgesine ulaşmış ve aslandan kurtulmuş. İki haftalık tatilinin kalan on üç gününü otelde geçirmiş. Bu arada arkadaş olduğu otel müdürüne olayı anlatmış ve acaba aslan beni yakalasaydı yer miydi, diye de sormuş. Bunun üzerine otel müdürü: “ Herhalde yerdi değil mi? Yoksa seni yakalayıp da, benle papaz kaçtı oynar mısın Selim Bey diyeceğini mi sandın? Sen en iyisi yakalasaydı yer miydi yoksa içer miydi diye düşünmeyi bırak ve önceki yaptığın gibi yine aslan görürsen kaç, “ demiş.
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:04 pm

Komik Adam: Yeşil Balina

Afrika Kıtasının ortasında Kenya, Tanzanya ve Uganda devletleri varmış. Buralar dağlık bir bölgeymiş. İşte bu üç komşu devletle komşu olan bir göl varmış. Marmara Denizi’nden daha büyükmüş bu göl. Adı Viktorya Gölü’ymüş. Nil Nehri genelde bu orta Afrika Dağları’ndan gelen sularla oluşuyormuş. Viktorya Gölü’nün en derin yeri 1.134 metreymiş. Doğusunda Serenge Ulusal Parkı varmış. Burada orman hayvanları korumaya alınmış, yani avcıların burada avlanması yasakmış. Bu Viktorya Gölü’nde 50 metrelik, yeşil bir balina yaşıyormuş. Bundan 16 yıl önce bir İngiliz kontu okyanusta yavru bir balina tutmuş. Özel uçağının içine havuz yaptırıp yavru balinayı buraya getirmiş. Aradan yıllar geçmiş, yavru balina büyümüş ve kocaman olmuş. Balinalar bu kadar büyük olmazlar ama denizden, gölden balık tutulup balinanın ağzına atılıyor, vitamin ilaçları falan derken, deve balinası olmuş. İki doktor devamlı kontrol ediyormuş balinayı, öksürse ağzına kürekle hap atıyorlarmış. İlaçlardan rengi de değişmiş balinanın, beyazken yeşil olmuş. Durumu fark eden komik adam bir gün sessizce balinanın yanına sokulmuş: “ Arkadaş, hep kıyıda durma, gez, dolaş, yediklerini yak, uzaklaş buradan. İlaç, ilaç ne bu, hadi balık veriyorlar ye ama ilaç içme. Sonun ne olacak senin, bak 50 metre olmuşsun, 100 metre olsan ne olacak? “ demiş, anlatmış, durmuş. Sonunda yeşil balina komik adama: “ Komik, bana biraz balık getir de yiyem “ demez mi? Arkadaş olarak gayet iyiymiş ama biraz yediklerine dikkat etse daha iyiymiş.
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:04 pm

Ali Uyanık

Arkadaşı, Ali Uyanık’tan üç şey dilemesini istemiş.
Ali Uyanık: “ Hawaii adalarından birinde yalnız yaşamak isterim “ demiş.
Bunun üzerine arkadaşı: “ Yalnız mı? Bari yanına kız falan alsaydın “ demiş.
Ali Uyanık: “ Kalsın. Yalnız olmam lazım. Robinson hayatı yaşamak istiyorum. “
Arkadaşı: “ Sen yine kızı yanına al. Öyle de Robinson hayatı sayılır. “
Ali Uyanık: “ Yok. Kız yanımda olursa kendimi Robinson gibi hissedemem. “
Arkadaşı: “ Bırak şimdi Robinson’u. İkinci bir şey daha dile. “
Ali Uyanık: “ Dünya turuna çıkan bir geminin ambarında yolculuk etmek. “
Arkadaşı: “ Ambarda mı? İşe bak? O zaman, gidilen şehirleri göremezsin ki? Ne anladım ben o dünya turundan? Şöyle diyelim: Gemi senin. Kral dairesinde kalıyorsun. Gemide kız ve erkek arkadaşların dolu. Tantana gırla. Her gece davetler, kokteyller. Para bol. İstediğin limanda demir atarsın. En lüks otellerde kalırsın. Şehirleri gezersin. Turist durumları yani. Peki, söyle bakalım, üçüncü dilediğin şey ne? “
Ali Uyanık: “ Paris’te yaşamak, orada kiralık bir evde kalmak. “
Arkadaşı: “ Bak bu iyi. Paris’te yaşamak…Kiralık evi boş ver. Orada üç katlı villa almışsın. Her gün bir katında kalırsın. Ne hayat be. “
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:05 pm

HERKÜL MÜ ? Yoksa KERKÜL MÜ ?

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içninde kalbur saman içindeyken ben nenemin beşiğini tangut tungur sallarken bir aliş oğlan warmış birde köyün delisi ibo alişte bu iboyu çok severmiş yine bir gün yolda giderken köyün delisi ibo alişşş:
-aliş:neeeee
hani bi herif var ne iş yaptıgını bilmim kavalcı rıfat vara bana onun adı herkül mü kerkülmü die sordurdu sen ne dedin bende bilmiyom dedim şimdi sana soruyom adı ne aliş:herkül yok be o herkül deildir kerküldür aliş ula sen delirdinmi iyi o zaman sen istedin gel krala soralım okumuş adam o kesin bilir hadi soralım.der aliş kralın yanınna giderler ve krala yüce kralım size bir sorumuz olacak kral:evet çocuklar buyrun kralım hani bir tane filmlerde oynuyon bir herif var der ibo kral kızarak herif denilmez ayı der adam adam ibo devam eder onun adı herkülmü kerkülmü kral bu sefer daha bi kızarak goturun bunları nezarete der DEVAMI...
NEZARET
ibo ile aliş nezarete atılırlar.nezarete atıldıkdan sonra bir fare görürler ibo fareyi alır oper aliş sen delirdinmi der bu hayvan opülürmü ibo olsun deyerek yattı bir baktı fare elinden kaçtı ve pantolonun içine girdi ayıptır solemesi ibonon şeyini ısırdı ibo durmadan çığırıyorlardı ve sonra kral geldi fare bu sefer ibonun elinden bi daha geçti kralın vücudunun içine gir kral da çğırmaya başladı imdat imdattttttt kral ondan sonra bu çocukları çok sevmiş ve ynın işci olrak almış
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:05 pm

MUTLU SON

İki sevgili varmış Hani insanın içini kıpır kıpır ettiren umut dolu bir
sevgiymiş onlarınki. Evlenmeyi düşünüyorlarmış. Derken bir gün
delikanlının yurt dışıina gitme mecburiyeti doğmuş. Kız gözyaşları
içinde kalmış. Onsuz nasıl yaşayacağını bilemiyormuş. O zaman delikanlı
cebinden bir yüzük çıkartmış ve demiş ki 'Ben iki yıl sonra döneceğim.
Eğer döndüğüm güne kadar parmağından bu yüzüğü hiç çıkartmazsan beni
gerçekten sevdiğini anlayacağım ve hemen evlenecegiz.' Genç kız çaresiz
kabul etmiş. Çocuk gitmiş.
Kız yüzüğü hiç ama hiç çıkartmamış. Taa ki... Taa ki sevgilisini
karşılamaya gittiği güne kadar. O gün rıhtımda durmuş kendisine
nişanlısını getiren geminin kıyıya yanaşmasını izliyormuş heyecanla.
Birden güvertede delikanlıyı görmüş. Yüreği ağzına gelmiş. Sevinç içinde
kendisini göstermeye çalışmış.
Elini cebinden çıkartıp sallayayım derken "şıp" diye bir sesle irkilmiş.
Yüzük parmağından düşmüs, denizin derinliklerinde kaybolup gitmiş! Ne
yaptıysa, ne söylediyse delikanlıyı ikna edememiş. Çocuk kızı terk
etmiş. Zaman geçmiş.
Kız bir gün hep nişanlısıyla birlikte gittikleri balıkçıya uğramış.
Birde bakmış ki delikanlı orada! Hemen yanına yaklaşıp olanları
anlatmaya çalışmış. Delikanlı ilk başlarda biraz soğuk davrandıysa da
sonunda yelkenleri suya indirmiş. Uzun ayrılığın getirdiği özlemle
birbirlerine sarılmışlar. Mutluluk yüzlerinde okunuyormuş adeta. Bu
olayın şerefine hemen yemek sipariş etmişler. Bir kaç dakika sonra bir
tabakta balıkları gelmiş. İştahla çatal bıçağa davranmışlar.
Balığı kestiklerinde içinden ne çıkmış dersiniz?
Yüzük dediniz değil mi?
Bilemediniz.
Kılçık!
Siz çok fazla Türk filmi seyretmişsiniz...
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:06 pm

Siirt'teki İnekler...

Şimdi size anlatayım
ben siirtte öğretmenim
burada inekler meşhurdur.
yani hindistan gibi düşünebilirsiniz.
caddelerde yada büyük marketlerin önünde yol içindeki refüjlerde ,nekleri otlarken yada yatarken mutlaka görürsünüz.
hikayemiz şöyle biraz ilginç ama yine de hoşunuza gidecektir.
burada ligtv,bazı kafelerde var.ee dolayısıyla millet milli maçları yada önemli maçları izlemek içiçn bu kafelere akın ediyor.
bir gün yine bu maçlardan birini izliyor millet kafede,kafe tıklım tıklım,maç başlıyor ve epey ilerler ama herhangi bir gool yok takımlarda.
neyse ilerleyen saatlerde
birgool.
....millet bağırıyor gooooooooooooooooooooollllllll lllll
...diye.
o sırada hiç akıllara gelmeyen bir şey.
inekler gelmiş onlarda arkadan (tabi kafenin ön cepesi cam haliyle dışarıya da açık)maç izliyorlar.
taraftarların sesine inekler,,,,
.........mööööööööööööööööö,
..diye yanıt verirler..
tabi bunu duyan seyirciler,hep birlikte arkaya bakarlar,
yani arkada ne oluyor gibi düşüncesiyle....
....not....şimdi burada iki soru var.
bir ..inekler orada oynanan maçı gerçekten alıyorlarda takımlarına destek olarakta kendi dillerinde goolll diye mi bağırıyorlar...
diğer soru...
..bu inekler oradaki seyircilerin sesini kendi türlerinden biri olarak algıladılarda yani onlarıda inek sandılar da onlara yanıt mı veriyorlar.
..ki birincisi kesinlikle olmaz hayvanlar akıl nimetinden yoksundurlar.
..eweeeet sizinde düşündüğünüz gibi inekler burdaki seyircileri inek yerine koydular...ve acaba onlara ne dediler...iyi bir şey mi söylediler yoksaaaa....her ihtimali düşnmek lazım.....
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:06 pm

FEYZULLAH EFENDİNİN BAŞINA GELENLER

Feyzullah Efendi, emekli bir memur. Saç tıraşını

hep bizim berberde olur. O kapıda görününce, usta

"o...hoş geldin Feyzullah efendi...!Oğlum, amcanın

paltosunu al !"diye söyler .Futbol hastasıdır, lacivert

ve sarı renklere çok düşkündür. Uzun boylu, yaz-

kış ayni paltoyu giyer, gözünde tel gözlük, ancak

tepesinde tek tük saç olan, sivri burunlu, garip

bir adamdır. Bizim usta, gülümseyerek, "Feuzullah

amca, şu başından bir ev hikayesi geçtiydi ,anlat

hele de dinleyelim !" dedi..

Gözlüğünü masanın üstüne koyduktan sonra.

"Efendim bir tarihte, emekli maaşımı, ikramiyemi

aldıktan sonra eve geldim. Bizim hanıma, "hanım

kira evlerinde süründün durdun, şu senin bilezikle-

ri de bozdurup , yapılmakta olan bir inşaatten ,daire

alalım dedim. Hanım, "bak Feyzullah, pazara gider-

sin domatesin çürüğünü , patlıcanın çekirdeklisini,

kasaptan etin kokmuşunu sana kakalarlar ! "diye

gülerek kolundaki bilezikleri verdi. Uzatmayım

bilezikleri bozdurdum, evin yakındaki bir emlekçı

bürosuna girdim. Masada, bir genç oturuyor. Çay

ısmarladı. " Oğlum adın ne dedim ?" "M....amca

dedi. "Benimnki de Feyzullah !" dedim. Genç boy-

numdaki sarı ve lacivert boyunbağını görerek,

"helal olsun, sen de bizim takımı tutuyorsun !"dedi..

Uzatmayım, "oğlum, bize bir daire lazım ! Şöyle

inşaat halinde, denize nazır !" dedim. Genç, ne iş

yaparsın amca ?" dedi.."Emekliyim oğlum !"dedim

Dükkanı kitledi, bizim evden hanımı aldık çıktık

Araba, Sefaköyü geçti, yolumuzun üstünde

inşaat halinde birçok daire var. Hanım da, ben de

çok sevinçliyiz. Araba uçar gibi gidiyor, camlar

açık, rüzgar püfür püfür, etraf günlük güneşlik,

ilerde deniz görünüyor, millet denizde, kadın- kız

erkek ,çocuk, yaşlı, mayolu, bikinili , kilotlu olanlar

bile var. Bizim gibi yaşlılar, ayakları kumda gömülü

tentenelerin altında etrafa bakıyor.

Arabadan indik. Genç önümüze düştü. Bir

inşaate girdik. Tahtadan birşey koymuşlar, surat

köprüsü gibi üzerinden geçeceğiz, "oğlum, benim

yükseklik korkum var, ölsem geçmem dedim...

Bizim hanım,maşallah, mangal gibi yürek var

yürüyerek karşıya geçti. Genç "amca ,bana tutun

geçelim dedim. Kalas iki kişiye dayanır mı dedim ?

O...üzerinden man kamyon geçir istersen diye gül-

dü...Aşağıya düşme korkusu içinde, tere batarak

inşaate girdik nihayet...Genç " amca sen de bizim

takımı tutuyorsun madem, sana, denizi gören bir

daire veriyim dedi..Beton merdivenden çıkarak

üçüncü katta, yeni yapılan bir daireye girdik.

Daha, pencereleri ,kapıları takılmamış, ama içerisi

geniş ve ferah, odaları, salonu, banyoyu gezdik

Deniz görünmüyor. Bizim hanım, "oğlum ben denizi

gören bir daire istiyorum, balkona çıkınca deniz

ayaklarımın altında olacak !"diye tutturdu. Genç

teyzeciğim, deniz çok uzakta değil, bir otobüse

binince, yarım bilemedin bir saat sonra denizdesin

Hanıma, "sesini çıkarma, bizim takımın hatırına

sana en iyi daireyi veriyor !"dedim. Genç, "başka

daireler de var , görmek ister misin ?"dedi."Hanım

çıkalım dedi..Nefes nefese çıktık, bende şeker var,

kalp var, bir böbrek çalışmıyor, ev sahibi olmak

uğruna, insan nelere katlanıyor...İn çık, in çık

pestilim çıktı. Bizim hanım, "ohh ! Kilolarımı attım!

diye zevkten dört köşe. Gence, "oğlum, benim

takatım kalmadı !"dedim. Genç, "amca, yenge

hanımın hatırını kırma, başka daireleri de gör dedi

Yürüyecek, takatım kalmadı. Gözümün önünde

siyah noktalar uçuşuyor. Meğer, bu yeni bir ev

satma taktığiymiş...Uzatmayım, genç , "kapora

vereceksin !"dedi.."Ne kadar dedim. "Üç ....DOLAR.

Çantayı açtım, gözümde siyah noktalar uçuşarak

gence üç....TL..uzattım. Genç, "Üç ....DOLAR

vermezsen, ev sahibi olmayı aklından çıkar dedi.

Neyse, arabaya bindik. Döviz-Alım satımı yapan

bir bürodan Tl...vererek Üç.....dolar aldım.

Gence verdim. Eve bizi bıraktı. Çantayı aradım,

çanta yok...Hanıma, "çanta nerede ?"dedim. Hanım

"ayol ben çantayı nerede gördüm ?!"dedi..Başladı

bende bir kalp çarpınıtısı. Otobüse atladım, doğru

döviz bozdurduğum dövüz-alım bürosuna, bir bayan

oturuyor camlı bölmede. "Buyur amca ?" dedi.

"Kızım, acaba bir çanta gördün mü ?" dedim. Bayan

"Çanta ne renkti amca ?" dedi.."Haydi, al başına

belayı...Çantanın ne renk olduğunu nereden bili-

yüm. Cep telefonumdan, bizim evi aradım, hanım

çıktı, "Alo...! Hanım bizim çanta ne renkti ?" dedim

Hanım, benden ayık, "beyazdı galiba ?" dedi..

Bayana, " çanta beyazdı "dedim. Bu sefer,

"Büyük mü ? Küçük mü ? Fermuarlı mı ? Deri mi?"

diye bir sürü soru sordu. Hanımı cepten aradım

benden daha ayıkmış, o ilk okul mezunu, bense

üniversite mezunu, laf aramızda, babamın parasıy

la, özel bir ünüversiteden diploma aldım...Neyse

uzatmayım efendim, çantayı aldım, aklıma çantanın

içindeki parayı sayma gelmedi..Eve geldim, hanım

"çantada ne kadar para var ? Getir sayalım bey ?"

dedi..Açtık, tam beş.....dolar para açık görünüyor-

du. Hanım, ağzına geleni saydı. "Domatesin çürüğü

sana kakalanır, patlıcanın çekirdeklisi sana kakala

nır, ev almaya kalkarsın, emlakçı kakalar, sana

ne diyeyim Feyzullah !" dedi..Aklım başıma geldi

ya, hanımdan olduk. Hanım, benim yüzümden has-

talandı...Fazla kapora verdiğim yetmezmiş gibi,

elimdeki gazeteye göz attığımda, bizim daire ayni

yöntemle birkaç kişiye daha satılmış, yıkılmış kal-

mışım...İşte böyle !"

Traş bitince, tıraş parasını verip çıktı. Bizim

usta, acı acı gülerek, "Feyzullah Efendi, çok iyi

bir insan aslında...! Lakin, çok saf !" dedi.."Bu dün

ya saflarla, açık gözlerin arenesi adeta. Bir müşteri

"demin giden adamla gazetecide karşılaşırım, çok

dalgın !"dedi..Usta, "öyle !" dedi.

Not : Bu hikayedeki Feyzullah Efendi, içimizden

biridir...İnsan oğlu gariptir!
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:06 pm

Komik Adam: Evleniyor

Komik adam evlenmeye karar vermiş. Komşularına durumu bildirmiş.
Komşuları: “ Görücü usulüyle mi evlenmek istiyorsun? “ diye sormuşlar.
Komik adam: “ Hayır, görmeyici usulüyle. Nikâh defterine imzayı attıktan sonra gelinin yüzünü görmek istiyorum. Siz gider istersiniz, söz kesersiniz. Daha sonra nişanı ayrı mekânlarda yaparız “ demiş.

Komik adamın bu sözleri üzerine şaşıran ve makaraya sarıldıklarını düşünen komşuları, makarayı tersine sarmaya karar verip bir gelin adayında karar kılmışlar. Bir ay sonra nikâh salonunda imzayı atan komik adam, gelinin duvağının altından yetmişlik nine çıktığını görünce çığlıklar atarak kaçmış.
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:07 pm

Komik Adam: Havaalanı Satın Alıyor.

Komik adam cebine 50.000 lira koymuş ve İstanbul’a daire almaya gitmiş. Nasıl olduysa yolu Yeşilköy Havaalanı’na düşmüş. Sülün Osman da oralardaymış, yolunacak kaz arıyormuş. Komik adam’ı görünce yanaşmış:
“ Hemşerim, gel sana bu havaalanını satayım “ demiş.
Bunun üzerine komik adam:
“ Yapma ya, havaalanı senin mi? “ diye sormuş.
“ Pek tabi ki benim. “
“ Kaça satıyorsun burayı? “
“ Kaç paran var? “
“ 20.000 liram var bu cebimde. “
“ Ya öteki cebinde. “
“ O cebi karıştırma. “
“ Haydi, söyle söyle. “
“ 30 var orada ama o parayı bu pazarlığa sokmam. “
“ Bak arkadaş, sana bu havaalanını 20.000’e satarım ama uçakları da alırsan hepsi 50.000’e olur. “
“ Şu koca uçaklar mı? En azından 10 uçak var burada. “
“ Tamam, işte, hepsi 50. Anlaştık mı? “
“ Anlaştık. Al 50.000’i “ demiş komik adam ve parasının hepsini Sülün Osman’a vermiş.
Sülün Osman’da gidiş o gidiş, bir daha ara ki bulasın.

http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:08 pm

Komik Adam: Para Dolu Çanta

Komik adam yolda giderken, bir evin duvar dibine bırakılmış bir çanta bulur. Açar bakar çantanın içi 100’lük dolu. Tahminen 500.000 lira vardır bunun içinde der. Başlar çantanın sahibini aramaya. Sağından, solundan gelene geçene, durakta otobüs bekleyene, manava, markete sorar. “ Kardeş, bu para dolu çanta senin mi? “ diye. Kimse çıkıp da, para benim, demez. Bir kadın: “ Çantayı karakola götür. Polise teslim et. Onlar sahibini bulur “ der.

Komik adam, kadının dediğini yapar. Polisler parayı sayar. Çantada tam 700.000 lira vardır. Aradan aylar geçtiği halde para dolu çantayı arayan soran olmaz. Bu arada olayı öğrenen komik adamın karısı boşanma davası açar ve mahkemede çanta olayını anlatınca hâkim tek celsede ayrılmalarına karar verir.
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:08 pm

TİK

O kadar ülke gördüm, bizim yurdumuz gibi yok azizim ama insanları öyle mi?
Üç tarafı denizlerle çevrili ama gemi sanayimiz yok. Balık yok. Avrupa'yı; Asya'ya bağlıyor, köprülerimiz, yollarımız yetersiz.
Ormanları yağma edilmiş, herkes mutluluğu dışarıda arıyor, içerde olanların çoğu; elele verip malı götürüyorlar.
Diyoruz ki ihaleler 'şeffaf' olsun. 'Olmaz' diyorlar kardeşim, olmaz. Ya 'nereden buldun' diyelim öyleyse diyorum; 'olmaz' diyorlar kardeşim 'olmaz'.
Şu ‘dokunulmazlıklara bir dokunalım’ diyorum. Yahu kardeşim buna da 'olmaz' diyorlar.
Kim olursa olsun gidiyormuş gibi yapıp, başka bir kisveye bürünüp tekrar geliyorlar karşımıza. Eskiden herkesin yüzü gülerdi. Herkes birbirine selam verirdi. Şimdi ‘bir dokun bin ah işit.’
Adamın hali vakti yerinde, çok yakından tanırım. Yolda giderken baş parmağı ile orta parmağını oynar gibi şakırdatıyor. Yaptığı şakırdatmanın farkında değil. Bir gün sordum:
“-Yahu arkadaş durup dururken, neden parmağını şakırdatıyorsun“ dedim, Oda:
“ -Yok yav sahi mi? “ dedi. Bende:
“ -Sahi basbayağı, şakırdatıyorsun işte”
" -Yav hanım ve çocuklarda demişti de inanmamıştım ama sonradan neden olduğunu bende çözdüm. Bir yerde alacağımı alamadım mı başlıyorum düşünmeye; bi defa düşünürken ne yaptığımı bilmiyom. Başlıyomuşum sağ elimi şıkırdatmaya. Ben düşündükçe boyuna şıkırdatıyom. Alacaklarımı alamamak yiyip bitiriyor beni. Bir sürü ödeyeceğim borç geliyor aklıma. En sonunda bir çare buluyorum sol elimin baş parmağı ile orta parmağını kuvvetlice bir şaklatıp, hah şimdi senden almasını bilirim diyorum ve bu seferde öbür elimin baş ve orta parmağını şaklatıp, bulduğum çözüme seviniyorum. Yav arkadaş sorunuma kafayı taktığımı biliyom. Çözümüne aklım eriyo. Ya şu parmak şakırdatmayı neden hatırlamıyom. Sen de söylemesen çocuklara inanmayacaktım. Dün arabamın boyasını çizmişler, akşam boyuna düşündüm. Bir türlü bulamadım kim yaptı. Bir isim geldi aklıma, ‘kesinlikle yapan odur’ dedim içimden ama parmak şaklattığımın farkında değilim. Bak senden bunun hesabını sormasını bilirim diyorum. Hadi peşinden bir parmak şaklatıyormuşum. Tabi vatandaşın sorunu çok olup ta her düşündüğünde parmak şaklatırsa adamı keyfinden oynuyor zannederler."
" -Niye yalan söyleyeyim bende öyle zannettim.”
" -Ooo Mustafa bey sabah şeriflerin hayırlı olsun, sevinçli bir haber aldın galiba, keyfin yerinde” dedim. Mustafa bey dalga geçtiğimi zannederek:
“ -Seni alakadar etmez” deyip sinirlendi. Parmaklarını şakırdatarak benden uzaklaştı.
İnsan sarrafı olmuşum bu hususta. Adam sık sık dudağını mı ısırıyor; o muhakkak, utanılacak bir şey yapmıştır. Zaten dudağını ısıranın, yüzü bazen gülüyor gibi olur, bazen de ağlıyor gibi. Gülüyor gibi olur, çünkü: Kendi kendine 'boş ver ne olacaksa olsun' der, utanılacak işin boyutu büyüktür, kalanı kendisini temize çıkarır.
Sürünenler, onun neden güldüğünü anlayamazlar. Halbuki o hapiste olsa bile fakirlerden daha iyi yaşar. Ağlayan gibi olanında da, geride çoluk çocukta varsa . Ya onlar babalarını nasıl savunur, başkalarına karşı. Böyle insanlar utanılacak şeyi zorunlu olarak yapmıştır. Bazılarını ağlar sanırsınız, ya göz kırpan kişiler ya kaş çatanlar.
Adamın babası ölmüştü, soruyorlardı adama:
" -Niye gülüyon " diye. Adam:
“ -Bu bende hastalık” demişti. Psikologlar da böyle kişilik bozukluklarının olabileceğini söylememişler miydi? Çarşıya pazara çıktığınızda çevrenize bir bakının. Bu saydığım mimik hareketlerini yapan insanları sizlerde göreceksiniz.
Geçen gün uzun yıllar görmediğim bir arkadaşıma rastladım.
Çocuklarını okutmuş, iyi bir işi, anlaşabildiği de bir eşi var. Babadan kalma mirası, küçük kardeşi almışta, buna nasıl mal vermemişler. Kimseden para bulamamışta, zamanında yardım ettiği kişiler, şimdi yüzüne bakmıyormuş ta:
“ -Bak Hüssam” dedim. Adı Hüsamettin de biz kısaca Hüsam deriz. Açtım beş parmağımı birer birer kapatarak, çok şükür aç değilsin, açık değilsin, çocuklarını bak ne güzel okuttun. Kızını everdin. Ben her yaptığı işleri sayıp parmağımı kapattıkça o:
“ -Yapma ulan” deyip bana küfür ediyor. Neredeyse dansöz gibide kıvırıyor. Ben her parmağımı kapattıkça o:
“ -Yapma ulan ananı” diyor.. Anladım Hüssama TİK gelmiş. Hareketimi hemen durdurup:
“ -Yav Hüssam n'olmuşşun sen böyle” dedim.
“ -Sorma abi, bana böyle bir huy geldi sonradan” dedi. Ben de:
“ -Mahsus yapıyorsun oolum, ben seni bilmez miyim?” dedim .Yemin billah etti ki :
" -Masuz yapmıyom" diye.
Demek ki şu miras davasından sonra adam 'coz'utmuş. Bir iki defa iflas etmişti, ‘ondan sonra böyle oldu’ dedim herhalde. Hüssam'dan ‘haydi eyvallah’ deyip ayrıldım.
Artık gözüm herkesin gözündeydi. Herkesin ellerinde, ayaklarında ve hatta herkesin yüzündeydi. Toplumda kim hasta, kim değil, bana sorsunlardı. Ne kadar sorunlu bir toplum olmuşuz demek. ‘Bismillah’ deyip adam dükkanını açmış, bakıyorsun bir yürüyüş oluyor. Yürüyüş bittikten sonra o toplumun içinde bulunan ve başka gayeler için gelmiş kişiler; adamın dükkanın camını, çerçevesini kırıp kendi amaçlarına yönelik sloganlar atıp, başka banka, dükkan, otobüs gibi önlerine çıkan her şeyi kırıp ateşe veriyorlar.
Ben sorunlu toplumu gözlerimin önünde canlandırmaya çalışırken, uzakta iki kişinin, hararetli hararetli bir şeyler konuştuklarını gördüm. Ağızlarını açıp kapatmalarından başlarını birbirlerine sallamalarından, birbirlerine pekte hoş bir şey söylemedikleri belli oluyor. Biri durmadan kafayı aşağı yukarı sallıyor, öbürüde soldan sağa sonra da sağdan sola sallıyordu.
Bunları da hasta gözüyle görmeye başladım. Acaba birbirlerine ne diyorlar diye merak ettim. Onların yanlarında bulunan üçüncü kişide hiçbir şeylerine karışmadan arkadaşlarını dinliyordu. Bende yanlarına yaklaştım bu üçüncü kişiye sordum:
” -Hemşehrim bunlar ne yapıyor böyle” diye. Kafayı yukarı aşağı indirip, kaldıran için:
“ -Ben sana sorarım diyo” arkadaşına. Sağa sola sallayan içinde:
" -Ne zaman soracaan? Ne zaman soracaan?" diyor . Bunda anlaşılmayacak bir şey yok, ikisi de ahraz bunların” dedi.
Onları da orada bırakıp, bankada bir işim vardı bir bankanın şubesine uğradım.
Banka ana baba günü, kimi telefon kuyruğunda, kimi maaş, kimi elektrik parası, bende girdim bir kuyruğa bekliyorum. Bekleme salonundaki koltukta oturan bir adam baş parmakları hariç dört parmağını, tarağın dişleri gibi birbirine kenetlemiş, yalnız baş parmaklarını birbirinin etrafında bir ileri bir geri çevirip duruyor. Sorsan niye böyle yapıyorsun diye, yaptığını kabul etmez. Çünkü yaptığının farkında değil. Ondan gözümü ayırdım.
Vezne kuyruğundaki bir başkası takıldı gözüme. Oda elini çenesinin yan tarafına koyup, çenesini eliyle kuvvetlice sol tarafa doğru itiyor, çenesinden kütür kütür sesler geliyor belli ki çok rahatlıyor. Sonrada diğer elini çenesinin diğer tarafına koyup hızla bir itekliyor, çenesinin o tarafından da kütür kütür sesler geliyor, sonrada iki elini belinin arka tarafına koyup; belini elleriyle öne doğru bir kaktırıyor çıtır çıtır belini de kütürdettikten sonra, arkasındanda bir 'oh' çekiyor ama hilafsız bu hareketlerini her üç, beş dakikada böyle tekrarlayıp duruyor. Hadi bir defa yapsa ihtiyacı varda ondan yaptı diyeceğim.
Benim gözlerim sağda, solda başka tikli adam ararken, omzuma bir el kondu. Baktım bizim Can:
” -Yahu arkadaş Ne yapıyorsun öyle? Her gidenin arkasından koşuyorsun, tanımadığın insanların yüzüne bakıp, sonrada birisini arayıp ta bulamayan insanlar gibi kaşlarını kaldırıp, ellerini açıyorsun. Hadi bir iki sefer yapsan neyse diyeceğim. Sonrada bankaya girdin. Bende girdim senin peşinden bankaya ‘bakalım ne yapacaksın’ diye. Burada da kuyrukta eğilip başkalarının yüzlerine bakıyorsun. Sonra iki ellerini açıp kaldırıyorsun."
" -Dua okuyanlar gibi. Sen hastasın arkadaş! Seni bir doktora götürelim” demez mi. Bende haksız tahakkuk ettirilen bir elektrik parasının makbuzunu bulamadığımdan ikinci defa ödemek için; kuyrukta sıradayken bunalmışım, nasıl bir bağırmışım ki Can Beye. Adamcağız:
” -Sakin ol arkadaş! Sakin ol!” deyip beni yumuşattı. Bende ona:
” -Esas sen hastasın, önce sen bi kendine bak ta ondan sonra bana hastasın de” dedim.
“ -Ne varmış bende “dedi, Can.
“ -Ne olacak, sol yanağın, sol gözünün üstüne doğru bir inip bir çıkıyor” deyince, Can içinden arkadaşına çaktırmadan kendini bir kontrol etti.
Sahiden arkadaşının bağırmasından sinirlenmiş bir vaziyette yanağının titrediğini hissetti. 'Kim bilir yanağım kaşıma doğru inip çıkıyordur şu anda bir ayna olsa da kendi durumuma baksam' diye geçirdi içinden.
Can’ın yanağındaki seyrime epey bir devam etti. Sanki birisine göz kırpıyor gibiydi. Can Bey bana
" -Kusura bakma üzdüm seni” deyip yanımdan ayrılırken. Ben kuyrukta içimden başkalarının yüzlerine eğilip baktığımın farkına varmadan, kendi kendime konuşuyordum:
“ -Toplumda herkes stresli ‘Allah'ım aklıma mukayyit olayım bari’ deyip vezneye paramı ödedim.
Başkalarının yüzlerine baktığımın farkında olmadan sessizce oradan uzaklaştım.
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:08 pm

Afrika Kıtasındaki Kenya

Afrika Kıtasının ortasında Kenya, Tanzanya ve Uganda devletleri varmış. Buralar dağlık bir bölgeymiş. İşte bu üç komşu devletle komşu olan bir göl varmış. Marmara Denizi’nden daha büyükmüş bu göl. Adı Viktorya Gölü’ymüş. Nil Nehri genelde bu orta Afrika Dağları’ndan gelen sularla oluşuyormuş. Viktorya Gölü’nün en derin yeri 1.134 metreymiş. Doğusunda Serenge Ulusal Parkı varmış. Burada orman hayvanları korumaya alınmış, yani avcıların burada avlanması yasakmış. Bu Viktorya Gölü’nde 50 metrelik, yeşil bir balina yaşıyormuş. Bundan 16 yıl önce bir İngiliz kontu okyanusta yavru bir balina tutmuş. Özel uçağının içine havuz yaptırıp yavru balinayı buraya getirmiş. Aradan yıllar geçmiş, yavru balina büyümüş ve kocaman olmuş. Balinalar bu kadar büyük olmazlar ama denizden, gölden balık tutulup balinanın ağzına atılıyor, vitamin ilaçları falan derken, deve balinası olmuş. İki doktor devamlı kontrol ediyormuş balinayı, öksürse ağzına kürekle hap atıyorlarmış. İlaçlardan rengi de değişmiş balinanın, beyazken yeşil olmuş. Durumu fark eden komik adam bir gün sessizce balinanın yanına sokulmuş: “ Arkadaş, hep kıyıda durma, gez, dolaş, yediklerini yak, uzaklaş buradan. İlaç, ilaç ne bu, hadi balık veriyorlar ye ama ilaç içme. Sonun ne olacak senin, bak 50 metre olmuşsun, 100 metre olsan ne olacak? “ demiş, anlatmış, durmuş. Sonunda yeşil balina komik adama: “ Komik, bana biraz balık getir de yiyem “ demez mi? Arkadaş olarak gayet iyiymiş ama biraz yediklerine dikkat etse daha iyiymiş.

http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:08 pm

Karnenin Direklerinden Daha Kötü Ne Olabilr ki?


Adam oğlunun odasının önünden geçerken hayretle bakakaldı. Yatağı güzelce toplanmıştı ve odası hiç olmadığı kadar derli toplu görünüyordu. Sonra adam yastığın üzerine bırakılmış mektup zarfını farketti. Üzerinde "Babama" yazıyordu. Aklından geçen binbir kötü düşünceyle mektup zarfını açtı ve titreyen elleriyle mektubu okudu:
"Sevgili baba;
Sana bu satırları derin bir pişmanlık ve üzüntü içinde yazıyorum. Kız arkadaşımla kaçmak zorundaydım çünkü seni ve annemi yaşanacak rezaletten uzak tutmak istedim. Gerçek tutku ve aşkı ben Nilgün'le buldum ve o öyle tatlı ki anlatamam...
Şunu biliyordum siz onun vücudunun her yerine taktığı küpeleri, derisine işlettiği dövmeleri, kendine has o çılgın giyim tarzını asla ama asla onaylamayacaktınız ve tabi benden çok büyük olması da bir sorundu. Fakat benim için bunlar değildi gerçek tutku ve gerçek aşk... Baba, Nilgün hamile! Nilgün'ün dediğine göre çok mutlu olacağız. Ormanda kendine ait bir karavanı ve tüm kış yetecek kadar da yakacağı var. Bir sürü çocuğa sahip olma düşüncesi rüyalarımızı süslüyor.
Nilgün benim gözlerimi esrar gerçeğine açtı ve artık biliyorum ki esrar kimseye zarar vermez. Esrar yetiştirecek ve insanlara pazarlayacağız ve yine bu sayede ihtiyacımız olan kokoin ve ekstaziye ulaşacağız.

Artık tam anlamıyla bilime yalvarıyoruz dualar ediyoruz şu AIDS'in çaresi bulunsun ve Nilgün sağlığına kavuşsun diye.. O kesinlikle iyileşmeyi hakediyor. Endişelenmeyi bırak baba, ben 15 yaşındayım ve kendi başımın çaresine bakabilirim. Eminim bir gün geri döneceğiz ve sen kendi torunlarını tanıyacak, seveceksin... Oğlun Levent..."
NOT: Baba yazdığım mektubun tek kelimesi bile doğru değil. Ben Mehmet'lerdeyim. Sadece sana; hayatta, masamın üzerinde seni bekleyen karneden daha kötü şeylerin olduğunu hatırlatmak istedim...
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:09 pm

Mum

Bir zamanlar bütün şehrin elektriği kesilmiş. Bir kadın evde yalnız kalmış telefon çalmış. 5 Dakka sonra ordayım demiş bir daha çalmış 3 dakka sonra ordayım demiş birdaha çalmış 1 dakka sonra ordayım demiş birdaha çalmış telefon bu kez adam demişki kapının önündeyim kadın korkmuş eline bir tane sopa almış dua ede ede gitmiş kapının yanına kapıyı açmışki kadın ne duysun adam demişki bir tane mumunuz varsa alabilirmiyim demiş ...
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:09 pm

Omo

Bir kız varmış.Gece işten dönüyormuş.Bir arabaya otostop çekmiş.Bir adam durup onu arabasına almış.evine kadar götürmüş.birbirlerine telefon numaralarını vermişler.Kız ertesi gün onu aramış.Çocuğunannesi çıkmış
-acaba muratla görüşebilirmiyim?
-kızım,ama benim oğlum 4 sene önce öldü
-nası olur ben daha dün onun arabasına bindim acaba bana bir gömleğini verirmisiniz.
-tabii
gitmiş gömleği almış ve yastığının altına koyup yatmış.Ertesi gün gömleğe bir bakmış gömlekte kan var.yine yıkamış ama yine kanlanmış.En sonunda bir hocaya gitmiş.hoca:
-aman be kızım bu yeni çıkan omoları denedinmi onlar daha etkili oluyo.
http://mt2forum.com
Salvador
Eski Yetkili!
Eski Yetkili!
Salvador
Web Tasarımcısı
Puan : 2515
Uyarı : Uyarı Yok
Mesaj Sayısı : 1967
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 07/01/11

hikayeler arşiv Vide
MesajKonu: Geri: hikayeler arşiv hikayeler arşiv EmptyCuma Ocak 27, 2012 5:09 pm

Annem Ütüsü

Ben evde ütü yapıyordum. annemdi evi temizliyordu annemin işi bitmişti bende hala kıyafetlerimizi ütülüyordum bizde ütüyü yeni almıştık . sonra ben çok yorulmuştum annem de sonra "ver ben yapayım biraz " dedi sonra bende babamla bilgisayar başına oturmuş komik bilmecelere bakıyorduk sonra annem de ocakta yemeği unutmuş hemen ütünün fişi çekip koştu sonra annemde ütü masasının ile ütünün fişi diye pirize takmış kıyafetleri sönmüş ısıdaki ütüyle ütülemeye çalışıyordu sonra hemen beni çağırdı . ve "kızım bunun çalışırken ışığının yanması gerekiyordu nie yanmıyor yoksa sen bişey mi yaptın " dedi bende " yoo sen aldıktan sonra ellemedimki " dedim . sonra ben noldu diye bakarken babam geldi. "noldu " dedi sonra ben bi baktım annemin ütüsün fişi die bi baktım meğer masana nın fişiymiş bizde bababmla komik bilmeceler okuduğumuzdan çok gülmüştük bende sonra hemen arada bi bilmece sordum -annem satlerce ütü yaptığı halde neden gömleklerimiz hala buruşuk cvp: ütünün fişi takılı olmadığın dan dolayı . sonra bizde hep berabe r güldük . sonra annem ütüsüne devam ederken ütünün yanması gerken ışığı yine söndü onda da meğersem elektirikler gitmiş...
http://mt2forum.com

hikayeler arşiv

ChatBox!ChatBox!
Sayfaya git : 1, 2, 3, 4  Sonraki
Mesaj yazmadan önce Forum Kuralları'nı okumayı unutmayın! Teşekkürler.


Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Eğlence ve Korku Dünyası :: Komik :: Komik hikayeler ve fıkralar,-


kişi bu konuyu beğendi...

~Volfurem Forum/Volfurem.com~